Avustralya’da İki Maraşlı
İki Maraşlı Türk, Avustralya’ya yerleşiyor. El arabaları ile Sidney caddelerinde bağırıyorlar “Maraş dondurma” diye…
Oraya nasıl gittikleri , neden böyle bir tercihte bulundukları bilinmiyor. Maraş’ın o meşhur dondurmasını dünyanın bir ucuna taşıyorlar yıllar önce.
Derken I.Dünya Savaşı patlak veriyor. Avustralya hükümeti, ülkenin dört bir yanından Anzakları toplayıp, ellerine silah veriyor. Trenlerle limanlara taşıyor, oradan gemilerle Çanakkale’ye gönderiyor.
İşte o dönemde Avustralya’da bulunan bizim iki Maraşlı dondurmacı önce valiye çıkıp yalvarıyorlar:
-Biz Osmanlı Türküyüz. Ülkemize savaş ilan ettiniz. Asker gönderiyorsunuz. Biz de kendi ordumuza katılmak istiyoruz ama imkanımız yok. Şu Anzakları taşıdığınız gemilere bizi de koyun, Çanakkale’ye vardığımızda gemiden atlarız, yüzerek Osmanlı siperlerine çıkarız. Ne olur bu iyiliği bize yapın…
Vali iki Maraşlı dondurmacının bu istekleri karşısında duygulanıyor:
-Çok kutsal bir düşünce bu. Ancak düşmanımıza buradan bir tek kum tanesi bile taşımayız, diyerek reddedip gönderiyor ikisini de…
Maraşlı kahraman dondurmacılarımız çalmadık kapı bırakmıyorlar Avustralya’da. Hepsinde geri çevriliyorlar. En sonunda:
-Madem ki bizi ülkemize, ordumuza göndermiyorsunuz, o halde biz de burada savaş ilan ediyoruz Avustralya’ya, diyorlar.
Herkes gülüyor onlara…
Anzakları Çanakkale’ye gitmek üzere limana taşıyan trenlerden biri hareket halindeyken, bir dondurma arabası rayları kapatmış bir şekilde karşısına çıkıyor. Bombalar patlıyor ve tren devriliyor. Orada sipere yatan iki KAHRAMAN MARAŞLI dondurmacı silahları ile tarıyor devrilen treni.Şehit düşene kadar savaşıyorlar…
Yüzlerce Anzak askerini Çanakkale’ye sevk edilmeden kendi topraklarında öldürüyorlar.
Avustralya hükümeti de bu iki kahraman için bir şehitlik yaptırıyor kendi topraklarına…
*Ne dersiniz iyi bir film hikayesi olmaz mı, Çanakkale için çekilebilecek…