Ans/C/CANDAROĞULLARI

CANDAROĞULLARI

XIII. yüzyıl sonlarında Anadolu Selçuklu Devleti parçalanırken, Kastamonu, Sinop ve çevresinde kurulan Türk beyliği.

Beyliğin bu unvanla anılmasına, hanedanın kurucusu olan Şemseddin Yaman’ın, Kastamonu valisi Muzaffereddin Yavlak Arslan’ın "candar"ı olarak gösterilmesi sebep olmuştur. Aynı zamanda bu beylik, hanedanın 8. hükümdarı İs-fendiyar Bey’e izafeten Osmanlı tarihlerinde "İsfendiyaroğulları” ve hatta son hükümdar Kızıl Ahmed Bey’e izafeten "Kızıl Ahmedlu" (Kızıl Ahmedli) diye de anılmaktadır.

Anadolu Selçuklu Sultanı II. Gıyaseddin Mesud ile kardeşi IV. Rükneddin Kılıç Arslan arasındaki saltanat mücadelesinde Muzaffereddin Yavlak Arslan öldürüldüğünden, İlhanlı hükümdarı Keyhatu, ondan boşalan Kastamonu valiliğini Şemseddin Yaman Candar’a vermiştir (1292). Ancak, Şemseddin Yaman, Yavlak Arslan’ın oğlu Mahmud’un elinde bulunan Kastamonu’yu alamamıştır.

Şemseddin Yaman’dan sonra yerine geçen oğlu I. Süleyman 1320’de Kastamonu’yu ele geçirerek beylik merkezini buraya nakletmiş, Sinop ve Safranbolu’yu da alarak beyliğin sınırlarını genişletmiştir. Babası gibi İlhanlılara bağlı kalarak onlar adına para bastırmış, İlhanlı Devleti’nin yıkılmasından sonra bağımsızlığını elde etmiştir.

Candaroğulları ile Osmanlılar arasında münasebet, Osmanlı tarihlerinde ‘"Kötürüm" lakabıyla anılan Celaleddin Bayezid zamanında (1366-1385) başladı. Bu hükümdarın son yıllarında, oğulları Süleyman ile İskender arasında baş gösteren bir anlaşmazlıkta Süleyman, kardeşini öldürterek, I. Murad’a sığındı ve Osmanlı kuvvetlerinin yardımıyla Kastamonu’yu ele geçirdi. Bu sırada Kötürüm Bayezid’in ölümüyle yerine Sinop’ta diğer oğlu İsfendiyar Bey geçtiğinden, Candaroğulları Beyliği, Sinop ve Kastamonu şubeleri olmak üzere ikiye ayrıldı. Kastamonu Emiri II. Süleyman, I. Murad’ın yeğeni ile yani Süleyman Paşa’nın kızı ile de evlendi ve ilk zamanlar Osmanlılarla dost geçindi. Hatta Birinci Kosova Savaşı ile Yıldırım Bayezid’in Anadolu savaşları sırasında bir miktar yardımcı kuvvet bile gönderdi. Fakat Yıldırım Bayezid’in Anadolu beyliklerini bir hamlede ortadan kaldırdığını görünce sıranın kendisine de geleceğini sezerek Kadı Burhaneddin ile Osmanlılar aleyhine anlaştı. Bunun üzerine Yıldırım Bayezid, süratle Kastamonu üzerine yürüyerek burayı ele geçirip Süleyman’ı öldürdü ve böylece Candaroğulları Beyliği’nin Kastamonu şubesine son verdi (1392).

Sinop şubesinde hüküm süren İsfendiyar Bey ise Ankara Savaşı’ndan (1402) sonra Timur’a bağlılığını bildirdi. Anadolu beyliklerini diriltmek siyasetini güden Timur, Sinop bölgesinden başka Kastamonu ve Çankırı’yı da İsfendiyar’a verdi. Bundan sonra İsfendiyar Bey, Safranbolu, Kalecik, Müslüman Samsun ve Bafra’yı da zaptederek beyliği en geniş sınırlarına ulaştırdı. Bu sırada Çelebi Mehmed’le dostça geçindi. Musa Çelebi’nin Rumeli’ye geçmesine yardım ettiği gibi, Karaman ve Eflak seferlerine de oğlu Kasım kumandasında bir miktar kuvvet gönderdi (1415). Fakat sonradan Kasım, babası ile bozuşup Osmanlı sarayında kalınca, Çelebi Mehmed, Tosya, Çankırı, Kalecik, Kastamonu ve Bakırküre’nin Kasım’a verilmesini istedi.

Ancak, İsfendiyar Bey, Kastamonu ve Bakırküre’nin kendisine bırakılmasını rica ile diğer yerleri doğrudan doğruya Osmanlılara terkettiğinden Tosya ve Kalecik Osmanlı topraklarına katılarak Çankırı Kasım Bey’e verildi. Bundan başka Çelebi Mehmed, 1419’da İsfendiyar’ın diğer oğlu Hızır Bey’in elinde bulunan Samsun’u da aldı. Çelebi Mehmed’in ölümünden sonra Osmanlı şehzadelerinin mücadelelerini fırsat bilen İsfendiyar, evvelce terketmiş olduğu yerlere saldırarak Kasım’ı kaçırdı. Fakat sonunda, II. Murad’a mağlup olup Sinop’a kaçtı. Barış istemek zorunda kalınca, Kastamonu ve Bakırküre’nin kendisine bırakılmasına karşılık, Bakırküre hasılatından bir kısmını Osmanlılara vergi olarak ödemeyi ve gerektiğinde seferlere yardımcı kuvvet göndermeyi kabul etti. Ayrıca oğlu İbrahim’in kızı Hatice’yi (Şehzade Orhan’ın annesi) II. Murad’a verdi (1424).

Bu anlaşma Fatih dönemine kadar sürdü. Esasen Candaroğulları Beyliği’ni ortadan kaldırmaya karar vermiş olan Fatih, Trabzon seferi sırasında dönemin yöneticisi Candaroğlu İsmail Bey’e mektup yazarak, bu sefer için yardımcı kuvvet göndermesini ve Sinop limanına gelecek Osmanlı donanmasının ihtiyaçlarını karşılamasını bildirdi. Bunun üzerine İsmail, oğlu Hasan’a bir miktar kuvvet verip hediyelerle Ankara’ya padişahın ordugahına gönderdi. Fakat, Fatih, Hasan’ı hapsettirdi ve İsmail’in kardeşi Kızıl Ahmed Bey’e Bolu sancağını vererek onu Mahmud Paşa ile birlikte Kastamonu üzerine gönderdi. İsmail Bey önce Kastamonu’dan Sinop’a kaçtı, fakat Osmanlı donanmasının da limana girdiğini görünce şehirden çıkıp teslim olmak zorunda kaldı (1461). Fatih, İsmail Bey’e hürmet göstererek, Bursa civarında Yenişehir, İnegöl ve Yarhisar’ı kendisine tımar olarak tayin edip, Candaroğulları arazisini Kızıl Ahmed’e verdi.

Trabzon’un zaptından sonra Fatih, Kızıl Ahmed’i Mora Sancağı’na tayin ederek, Candaroğulları Beyliği’ne tamamıyla son verdi ve buraları Osmanlı ülkelerine kattı (1416).