Ans/D/ DİRLİK

DİRLİK

Hayat, yaşayış; dirlik düzenlik, geçimin yerinde olması.

Eski İslam ve Türk devletlerinde, ikta (toprak verme) usulünün, Osmanlı İmparatorluğu’nda görülen şekli.

Devlete ait bir hizmeti yapmakla görevlendirilen kimselere ücret anlamında ayrılan geçim kaynağına verilen ad.

Osmanlı İmparatorluğu’nda, boy ve oymakların yerleşme alanları olan yurtluklar dışında kalan bütün topraklar ve mülk ile gelir getiren her çeşit mal, madenler, sulama kuruluşları, ormanlar, gümrükler vb. leri hükümdarın malıdır.

Arazi üzerinde iki türlü tasarruf şekli vardı; biri o topraklar üzerinde yaşayan kimsenin tarım ve işletme hakkı; ikincisi devlete ait olan, o toprakta yetişen mahsulün dini hükümlere göre öşürünün alınması. Devlet toprakları üzerindeki hakkını, bir görev ye yükümlülük karşılığında has, zeamet ve tımar sahiplerine vererek veya bazı dini ve sosyal kurumlara harcanmak üzere, vakıf olarak ayırarak kullanırdı. Bu türlü hak sahiplerine sahib-i arz, kendilerine ayrılan yaşama ve geçim vasıtasına da dirlik denirdi.

Dirliklerin en küçük birimi 3000 akçe gelir getiren "kılıç tımar"dır. Senelik geliri 3000 akçeden 20.000 akçeye kadar olan dirliğe "tımar" denirdi.

20.000 akçeden 100.000 akçeye kadar olan dirliğe "zeamet" 100.000 akçeden fazla geliri bulunan dirliğe de "has" denilirdi.

Osmanlı İmparatorluğu’nda fethedilen bir ülkenin arazi ve nüfus sayımı derhal yapılırdı. Öşür gelirleri tespit edilir, dirliğin her çeşidi uygulanırdı. Ayrıca Sultan, sık sık yaptırttığı sayımlarla dirlikleri kontrol ederdi. Her sayımda bir önceki sayıma göre Defter-i atik’te kayıtlı olan dirlikler kontrol edilir, iki sayım arasında geçen zaman içinde yeniden işlemeye açılan toprak, orman, maden ve kuruluşlar defter dışı tutulur, bu yeni kaynaklar Defterhaneye kaydedildikten sonra eski hizmetlerin dirliklerine katılır ya da yeniden kurulan hizmetler için dirlik olurdu.

Hükumet merkezinde dirliklerin kontrolüyle uğraşan büronun adı tahvil kalemi idi. Bu büro, boşalan ya da başka hizmetlere devredilen dirlikleri tespit eder, dirliklerin hizmetten dolayı birinden ötekine geçişlerini kaydeder ve Defterhanedeki kayıtlarla kendi kayıtlarını karşılaştırarak dirliklerin olduğu gibi korunmasını sağlamaya çalışırdı.

XVII. yüzyıldan başlayarak merkez ve saray masraflarının artması üzerine dirlikler kaldırılmaya ve dirlik gelirleri artırmayla satılmaya başlayınca, yeni bir mali sistem ile yeni bir toprak düzeni gelişme gösterdi. Tımar ve zeametlerin ortadan kaldırılmasıyla elde olunan bu gelir kaynağının yönetimi mukataa kalemi ve daha sonra mukataa hazinesine bırakıldı.