Ans/h/ HARİCİYE NEZARETİ

HARİCİYE NEZARETİ

Osmanlılarda Dışişleri Bakanlığı görev (ve yetkisini taşıyan ve Reisülküttablık diye bilinen makamın Sultan II. Mahmud devrinde aldığı ad (1835-1836).

Reisülküttablık müessesesinin, Fatih Kanunnamesi’nde zikredilmiş olması, bu kuruluşun çok eskiden beri Osmanlılarda var olduğunu göstermektedir. Osmanlılarda Reisülküttblık, altı mansıbdan birisiydi ve bu makamın başında bulunan kimse Reisülküttb, Divan-ı hümayun katiplerinin de başı sayılırdı. Ancak, Nişancı’nın maiyyeti içinde sayıldığından büyük ehemmiyeti yoktu.

XVII. yüzyıl sonlarıyla XVIII. yüzyıl başlarına kadar Reisülküttab, Divan-ı hümayun üyesi değildi. Yalnızca Divan-ı hümayundan verilen hüküm ve beratları tashihten sonra, bunların doğrultusunda gerekli işlemleri yapar, hükümdar ve sadrazama gelen namelerin tercüme edilmesi ve cevaplarının hazırlanmasıyla ilgilenirdi. Sadrazamdan sultana ve sultandan sadrazama, yapılan yazışmaları da o yerlerine ulaştırırdı.

Zamanla devletlerarası münasebetlerin artması ve Osmanlıların diğer devletlerde elçiler bulundurmaya mecbur kalmasıyla reisülküttablığın da önemi artmıştır. Sonunda hariçle ilgili işlerin tamamı bunlar tarafından yürütülmeye başlandı. II. Mahmud döneminde dış münasebetlerin iyice artması, bu kuruluşun yeniden ve daha çağdaş bir şekilde teşkilatlandırılması ihtiyacını doğurmuştur. Bunun üzerine Reisülküttablık, Umur-ı Hariciye Nazırlığı adıyla yeni baştan teşkilatlandırıldı (1835). 1837-1838 yılında nazırlık görevlilerinin bağlı bulunduğu Amedi odası memurları, Hariciye ve Dahiliye adıyla ikiye ayrılıp Maruzat odaları adını almışlardır. Son Reisülküttab Yozgatlı Akif Paşa da müşirlik rütbesiyle Umur-ı Hariciye nazırlığına getirilmiş, elçilikler de bu daireye bağlanmıştır. Daha sonra kısaca Hariciye Nezareti adı verilen bu makam, 23 Nisan 192O’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışından sonra Hariciye Vekaleti adını almıştır.