Ans/A/ AZAP

AZAP

Osmanlı askerlik teşkilatında bir askeri kuruluştur.

İlk olarak Aydınoğullan Beyliği’nde (XIV.yy) görülmektedir. Aydınoğullarında, Beyliğe Azaplar denilen donanma askeri, denizcilikten büyük kazançlar sağlamıştır. Aydınoğlu Umur Bey’in Azap kuvvetlerinden dolayı Bizans ve Latin kaynaklarında da Osmanlı Deniz korsanlarına " Azapi" adı verilmiştir. Bu teşkilat XV. yüzyıl ortalarında Akkoyunlularda da görülmektedir. Osmanlılar da ise bu kuruluş, yaya, deniz ve kale azapları olarak üç sınıfa ayrılmışlardır.

Yaya azapları: XV. yüzyıl ortalarında orduda tüfeğin yer almasına kadar savaşlarda önemli hizmetlerde bulunmuşlardır. Yaya azaplarına ihtiyaç duyulduğu zaman yirmi veya otuz ev başına bir er hesabı "azap çağırmak" usulü ile Anadolu’nun sağlam yapılı gençleri arasından kefilli olarak toplanmışlardır. Maaşlarını, onları toplayan aileler verirler, savaş süresince de azaplar devlete vergi ödemezlerdi. Yaya azapları, savaşlarda oklarıyla ordunun önünde yeralarak ilk düşman hücumunu karşılarlardı. Azaplar, başlarına kırmızı börk giyerlerdi. Denizcilik Osmanlılarda önem kazanınca, XV. yüzyıl ortalarında, Azapların "Tüfenk-endaz" olarak maaşla gemilerde hizmet etmeleri kabul edilmiş ve bunlar, Osmanlı donanmasının kürek döneminde önemli başarılar sağlamışlardır.

Deniz azaplarının başında bulunanlara reis denilirdi ve bunlar yükseldiklerinde kadırga reisi "kaptan" olurlardı.

Kale azapları: Kale muhafızlıklarında hizmet görürlerdi. Kalelerde azaban-ı evvel, azaban-ı sani ve salil gibi bölüklere ayrılmışlardı. Bu teşkilatın ağa, katip, kethüda ve bölükbaşı olarak adlandırılan subayları vardı. Azaplar gereğinde köprücülük, lağımcılık gibi hizmetlerde de kullanılmışlardır.

Kale azaplığı II. Mahmud döneminde yapılan ıslahata kadar sürmüştür.