TB/ GEDİK AHMET PAŞA

 

GEDİK AHMET PAŞA ( ?- 1482 )

Sadrazam… Serdar…Vezir…Fatih döneminin ünlü bir devlet adamı… Enderun’dan yetişmiştir. Nereli olduğu, kaç yılında doğduğu bilinmez. Acemi oğlanlar arasında saraya alınmış, sonradan sadrazamlığa kadar yükselmiştir.

1461’de kendisini, Anadolu Beylerbeyi olarak görüyoruz. Aynı yıl Padişahla birlikte Akkoyunlular’a ve Karaman’a karşı sefere katılmıştır. Karaman Valiliği’ne atanan Şehzade Mustafa’ya Atabey, yani akıl hocası tayin edilmiştir (1469). Çok geçmeden, Eğriboz’un alınmasında gösterdiği yararlık yüzünden vezirliğe yükseltildi.

Osmanlılarla Uzun Hasan arasında yapılan Otlukbeli Şavaşı’nda, Şehzade Beyazıt komutasındaki sağ kanatta yaman bir savaş ustası olduğunu ortaya koymuş ve Sarayın dikkatlerini üzerinde toplamıştır. Bu sırada, Napoli donanması ve Papa’nın yardımı ile Karamanoğlu Pir Ahmet ve Kasım beylerin İçel bölgesinde egemen olmaları üzerine, Mustafa Çelebi ile birlikte Gedik Ahmet Paşa, buralarını yeniden Osmanlı topraklarına katmış, yeteneğini bir kere daha göstermek fırsatını bulmuştur.

İYİ VE CESUR BİR KOMUTAN, YAMAN STRATEJİST İDİ

Şehzade Mustafa’nın ölümü üzerine Konya’ya atanan Şehzade Cem’e Atabey tayin edildi. 1474’de sadrazam olarak İstanbul’a çağırıldı ve göreve başladı. Karadeniz’deki Ceneviz sömürgelerini birer, birer ele geçirdi. Kefe, Azak ve Menkûp kalelerini ele geçirdikten sonra, Boğdan ve Moravya seferlerine çıktı. Bütün seferlerini zaferle tamamlayan Gedik Ahmet Paşa, İşkodra kalesinin alınması görevi verilmesi üzerine, bu sefere çıkmak istemedi. İyi bir asker, cesur bir komutan, yaman bir stratejist olarak bilinen Gedik Ahmet Paşa’nın bu sefere çıkmakta gösterdiği tereddüt için, tarihlerde çeşitli rivayetler vardır. Bazıları, Arnavut asıllı olduğu için, ırkdaşlarının üstüne gitmek istemediğini, bazıları, İşkodra kalesinin ele geçirilmesi güç bir kale olduğu için bu işten kaytarmak istediğini yazarlar. Sebep ne olursa olsun, sefere çıkmayan Gedik Ahmet Paşa, görevinden azledilmiş ve Rumelihisarı’nda hapsolunmuştur.

SON DERECE BAŞARILI BİR ÇIKARMAYLA OTRANTO’YU ELEGEÇİRDİ

Çok geçmeden Fatih tarafından affedildi ve serbest bırakılarak, bir süre sonra Donanma Komutanlığı’na tayin edildi. Fatih, Ege adalarının alınmasını istiyordu. Gedik Ahmet Paşa, 1478’de Limni’yi, 1479’da Kefelonya, Zanta, Ayamavra kalelerini bir bir göçürmek suretiyle ele geçirdi.

Fatih, başarılı donanma komutanına bu sefer, Napoli Krallığı’nı ele geçirmek görevini verdi. Bu önemli bir seferdi. Çünkü Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u alarak Doğu Roma İmparatorluğu’nun başşehrini ele geçirmiş, bu sefer de Batı Roma’yı ele geçirmeye karar vermişti. Gedik Ahmet Paşa, son derece başarılı bir çıkarma ile Otranto’yu ele geçirdi. Otranto, Venedik’le, sömürgeleri arasındaki yolun üstünde idi. Bu kalenin Türkler eline düşmesi, Venedik’i tecrit ediyordu. Ayrıca kale, Güney Doğu İtalya’nın kilidi mesabesinde idi.

Bu sırada Fatih öldü ve yerine oğlu II. Beyazıt tahta geçti. Fatih’in oğlu Beyazıt’la, Cem arasında taht kavgasının başlaması üzerine, Gedik Ahmet Paşa, İstanbul’a çağırılıp Cem üstüne gidecek ordunun başına tayin edildi. Ahmet Paşa, Cem’e Konya’da atabeylik etmişti. Şehzade Cem ile arasının iyi olduğu biliniyordu. Buna rağmen Gedik Ahmet Paşa görevi kabul etti ve Bursa’nın Yenişehir ovasına kadar gelen Cem kuvvetlerinin karşısına çıkarak onları yendi. Cem için kaçmaktan başka çare kalmamıştı. Nitekim öyle yaptı ve Konya yolu ile Rumeli’ye denizden geçmek isterken Kıbrıs’ta Rodos şövalyelerinin eline geçti.

DEVŞİRMELER İÇİN SARAYDAN BAŞKA SIĞINACAK GÜÇ YOKTU

Ancak Cem’in ordusu yenildiği halde, Cem’in kaçabilmesi ve Gedik Ahmet Pa-şa’nın kendisini kovalamaması, dedikodulara sebep oldu. Cem’in kaçmasına fırsat vermek suçundan ölüme mahkûm edilip, Kapıcılar Odası’na hapsolunduğu halde, bağışlandı. Ve kendisine, Cem’in tutsak bulunduğu Rodos şövalyeleriyle görüşüp, şehzadeyi geri almak görevi verildi.

Ahmet Paşa, bu görüşmelerde başarı sağlayamadı. Bu başarısızlık, İkinci Beyazıt’ın gözünden düşmesine sebep oldu. Fakat Fatih’in ölümü ile sarayda, devlet adamları arasında büyük bir kavga başlamıştı. Çünkü Fatih, Çandarlı Halil Paşa’nın Bizans ile işbirliği yaptığını gördükten sonra, onu idam etmiş ve ondan sonra, Türk soyundan gelen sadrazamlar yerine, devşirmeden yetişmiş kişilerden sadrazamlar tayin etmeye başlamıştı. Gerçi zaman zaman Anadolu’dan bazı devlet adamlarına sadrazamlık vermişse de, son sadrazamı Karamani Mehmet Paşa’nın zamanında Fatih, şüpheli bir şekilde öldüğünden, bu titizlikte ne kadar haklı olduğu anlaşılmıştı. Fatih’in ortadan kalkması sonucu, Anadolu devlet adamlarıyla, devşirmeden gelen devlet adamları arasında bir ölüm kalım savaşı başladı. Devşirmeler için, saraydan başka sığınacak güç yoktu, çünkü ailesizdiler. Canlarını kurtarmak için savaşı kazanmak istiyorlardı.

Bu sırada, Karamani Mehmet Paşa öldürüldü… Az sonra ve hemen arkasından, ikinci vezir Çoban Mustafa Paşa da öldürülünce, bu işe son vermek isteyen Padişah II. Beyazıt, Çoban Mustafa Paşa’nın öldürülmesi işinde parmağı olan Gedik Ahmet Paşa’yı Edirne’ye çağırarak orada boğdurttu (18 Aralık 1482) .

Gedik Ahmet Paşa, aklı yeter, sözünü bilir, buyruğunu yürütür, bilgili ve yetenekli büyük bir devlet adamıdır.