Ans/n/ NAMIK KEMAL

NAMIK KEMAL (1840-1888)

Tanzimat dönemi şairi ve fikir adamı.

Babası Mustafa Asım Bey’dir. Tekirdağ’da doğdu, Sakız’da öldü. Baba tarafı, devlet idaresinde önemli mevkiler almış, şair ve müderrisler yetiştirmiş bir ailedir. Çocukluğu dedesinin memurluk görevleri arasında Tekirdağ, Tırhala ve İstanbul’da geçti. Bu arada ney çalmayı öğrenmiş Farsça dersler almış fikri hayatı da dini-tasavvufi fikirlerle, şiir ve musiki arasında gelişmeye başlamıştır.

Namık Kemal’in yetişmesi, uzun müddet dedesinin çevresinde bulunan bilginlerin özel dersleriyle olmuştur. 1854’te Sofya’ya tayin edilen dedesiyle gitmiş, iki yıl burada kalmıştır. Nis Kadısı Mustafa Ragıp Efendi’nin kızı Nesime Hanım’la evlenmiştir. Evlendiği zaman 16 yaşında bulunan N. Kemal ilk şiir defterini burada düzenlemiş, Eşref Paşa tarafından Namık mahlasını da almıştır. Daha sonra N.Kemal İstanbul’a yerleşmiştir.

1859’da Babıali’ye katip olarak girmiştir. Tercüme Odası’nda çalışmış (1863), sonra Erzurum vali muavinliğine tayin edilmiştir. Bu arada Cemiyet-i Tedrisiye-i İslamiye’de imla dersleri de vermiştir.

Bu sırada Leskofçalı Galib’in tesirinde ve Nail-i Kadim’in yolunda yürümekte, eserlerinde yer yer yeni fikirler görülmektedir. Onun asıl fikirleri Şinasi ile tanışmasıyla başladı. N. Kemal, Şinasi vasıtasıyla Tasvir-i Efkar Gazetesi’ne alınmış (1862), Paris’e gidinceye kadar bu gazetede vatan, millet ve hürriyet mevzularını işleyen yazılar yazmıştır (1863-1867). Bu arada devrin idaresine karşı kurulmuş bir ihtilal cemiyeti olan Yeni Osmanlılar Cemiyeti’nin kurulmasında da bilfiil çalıştı. 1865’te Şinasi’nin takibata uğramaktan korkarak Paris’e gitmesi üzerine Tasvir-i Efkar’ın yönetimini üzerine alan N.Kemal gazetede bu sefer de mensup bulunduğu cemiyetin hedeflerine uygun olarak meşrutiyet prensiplerini işlemeye başladı.

Yeni Osmanlılar Cemiyeti’nin takibata uğraması ve üyelerinin sürgünle cezalandırılmaya başlanması üzerine Ziya Paşa ile birlikte Avrupa’ya kaçtı. Önce Paris’e, oradan da Londra’ya geçerek orada Hürriyet Gazetesi’ni çıkardı (1868).

1870’de İstanbul’a dönme izni alan N. Kemal, İstanbul’a gelir gelmez Ebüzziya Tevfik ile birlikte İbret Gazetesi’ni çıkarmaya başladı. Bu sırada sarayla arası düzelen N. Kemal, mutasarrıf olarak Gelibolu’ya atandı. Ancak kısa bir müddet sonra azledilince tekrar İstanbul’a döndü. Kendisini daha yoğun bir şekilde yazı hayatına verdi. Bu sırada yazmış olduğu "Vatan Yahut Silistre" adlı piyesinin Gedik Paşa Tiyatrosu’nda sahneye konması üzerine halkta meydana gelen büyük coşkunluk, sarayı tedirgin etmiş, tutuklanma kararı çıkmıştır. Neticede tutuklanarak Kıbrıs’a sürüldü (1873). Kıbrıs’taki Magosa zindanında 38 aylık bir mahkumiyetten sonra Birinci Meşrutiyet’in ilanı üzerine affedilince yeniden İstanbul’a döndü. Şura-yı devlet üyesi seçildi ve Kanun-ı Esasi’nin onaylanmasından sonra yeniden sürgün cezasıyla Midilli Adası’na gönderildi(1877). 1884’de affedildi ve mutasarrıf olarak önce Rodos’a, sonra da Sakız Adası’na gönderildi (1888).

Namık Kemal, yaşadığı devrin Batı düşünce ve sanat akımlarını öğrenerek şiir, makale, tiyatro, roman, mektup alanlarında eskiye bağlı görüş ve metotlara karşı koyma çabası gösteren bir kavga adamıdır. Şiirlerinde divan edebiyatının disiplin ve kurallarına karşı çıkarak edebiyatımızda ilk defa şuurla "Havassa ait bir edebiyat istemiyoruz" diyerek sanatta toplumculuğu savunmuş, hürriyet mücadelesinin zamana yenilmeyen ilk mısralarını yazmıştır.

Makalelerinde ise Osmanlı devlet düzenini eleştirirken Batı kapitalizminin ilk safhalarını doğru değerlendirmiş, yapılan ticaret antlaşmalarının endüstri inkılaplarını başaran ülkeler önünde Osmanlı İmparatorluğu’nu hammadde sağlayan bir açık pazar haline getireceği görüşünü ileri sürmüş, dışarıya borçlanma politikasını yermiştir. Devlet düzeninde köklü reformlar öne sürülerek politik anlamda halk için büyük bir hürriyet mücadelesi verdiği halde, ekonomide liberalizme karşı koyarak sermaye, emek ve devlet, ilişkileri üzerine yanlış sayılamayacak görüşler ileri sürmüştür.

Eserleri:

Roman:

İntabah (1876), Cezmi (1880).

Oyun:

Vatan Yahut Silistre (1873), Zavallı Çocuk (1873), Akif Bey (1874), Gülnihal (1875), Celaleddin Harzemşah (1885), Karabela (1910).

Eleştiri:

Tahrib-i Harabat (Bu eser ve "Takib", Ziya Paşa’nın Harabat adlı antolojisini ele alır, 1885), Takib (1885), Mes Prizon Muahezenamesi (Recaizade Mahmud Ekrem’in bir tercümesi üzerine yazılıp Mecmua-i Ebuzziya’da tefrika edildi, 1885), Renan Müdafaanamesi (1908, Fuat Köprülü tarafından Latin harfleriyle basıldı, 1962), İrfan Paşa’ya Mektuplar (1887).

Tarih:

Devr-i İstila (1867), Barika-ı Zafer (İstanbul’un Fethi, 1827), Evrak-ı Perişan (Selahaddin Eyyubi, Fatih ve Yavuz’un biyografileri, 1872), Kanije (1874), Silistre Muhasarası (1874), Osmanlı Tarihi (Yeni basım, 3 cild, 1971-1974), Büyük İslam Tarihi (TTK’na bırakılan belgeler arasında bulunarak İhsan İlgar tarafından hazırlandı, 1975).

Namık Kemal’in mektupları Fevziye Abdullah Tansel tarafından üç cild halinde yayımlandı (1967-1969- 1973).