Ans/k/ KIBRIS

KIBRIS

Doğu Akdeniz’de, Sicilya ve Sardunya’dan sonra üçüncü büyük ada.

Osmanlılar devrinde Kıbrıs’a yapılan ilk sefer 16 mayıs 1570’de Serdar Lala Mustafa Paşa’nın Beşiktaş’tan denize açılmasıyla başladı. O sırada Ada, Venediklilerin hakimiyeti altında bulunuyordu. Venedik donanmasının Zara’da toplandığını haber alan Piyale Paşa, Finike’ye doğru gelerek, 21-29 Haziran günleri arasında Tuzla’ya çıkarma yaptı. Ada’ya çıkan Türk kuvvetleri ilk önce Lefteri Kalesi’ni, sonra da Girne Kalesi’ni fethettiler ve Temmuz 1570’de Lefkoşe kuşatılmaya başlandı. Eylül başlarında Lefkoşe Kalesi ele geçirildi. Lala Mustafa Paşa bundan sonra Magosa Kalesi’ni almak istedi, burasının kuşatılması oldukça uzun sürdü. Bu arada Osmanlılar, adanın öteki kaleleri olan Limasol, Larnaka ve Baf’ı ele geçirdiler. Magosa’nın 1 Ağustos 1571’de teslim olmasından sonra Kıbrıs’ın fethi sona ermiş oldu.

Kıbrıs Adası Osmanlı İmparatorluğu’na katıldıktan sonra bir eyalet olarak teşkilatlandırıldı. İmparatorluğun idare sisteminde baş gösteren bozukluklar Kıbrıs Adası’nda da zaman zaman bazı ayaklanmalara sebep oldu. XVII. yüzyılın başında görülen ilk ayaklanmayı Dergah-ı Ali kapıcıbaşılarından Frenk Mehmed Bey bastırdı. 1685’de ikinci ve daha önemli bir ayaklanma, Boyacıoğlu Mehmed’e karşı oldu ve Halepli Ahmed Paşa tarafından bastırıldı. 1764’de baş gösteren bir ayaklanma hareketi ise Kıbrıs muhassılı Silahtar Çil Osman Ağa’ya karşı oldu. Bütün Ada’ya yayılan bu ayaklanma Teke sancağı mutasarrıfı Ahmed Paşa eliyle bastırıldı.

Yunan ayaklanması sırasında Kıbrıs Rumları da geniş ölçüde bir ayaklanmaya hazır bulunuyorlardı. Fakat Kıbrıs muhassılı olan Küçük Mehmed Bey’in aldığı tedbir, ayaklanmanın adaya sıçramasını önledi. Ada 1832’de Mısır Valisi Mehmed Ali Paşa’nın saldırısına uğradı ve bir süre sonra Mısır idaresine terk edildi.

1840’da tekrar Osmanlılara geçen Kıbrıs üzerinde ilk dış tehlike 1772’de kont Orlof komutasındaki Rus filosunun Ada sularında görülmesiyle başlamıştır. 1780’de ise Avusturya imparatoru II. Josef ile Rusya çariçesi II. Katerina arasında Mehilof’da hazırlanan Osmanlı Devleti’nin bölüşülmesi tasarısında Ada tekrar Venedik Cumhuriyeti’ne iade ediliyordu.

1875 Temmuzumda Hersek ayaklanması ile başlayan Yakın-Doğu anlaşmazlığının getirdiği kötü sonuçlar arasında Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun Bosna-Hersek’i işgal etme isteğinin arkasından İngiltere hükumeti de İstanbul’daki elçisi Sir Henry Layard aracılığı ile Kıbrıs Adası’nın İngiltere’ye bırakılmasını istemişti. Bu antlaşmanın gerekçesi Osmanlı İmparatorluğu’nun yenilmiş olması ve toprakları üzerinde bulunan Rus tehdidini silah kuvvetiyle önlemeye hazır bulunmaması idi. İngiltere Osmanlılara kefil olmayı iki şartla kabul ediyordu. Birincisi Asya’daki Hıristiyan tebaanın haklarının düzeltilmesi için hükumetin teminat vermesi, ikincisi de İngiltere’nin isteğinin yerine getirilebilmesi için bir yerin İngiltere’ye bırakılması idi. Bu amaçla İngiltere Kıbrıs Adası’nı kendisine uygun görüyordu. Bu vaziyete göre Osmanlı Devleti’ne ait olmakta devam edecek, vergilerini Osmanlı hazinesi ödeyecekti, İngiltere Ada’yı sadece askeri amaçlar için kullanacaktı. Rusya, Anadolu’da işgal ettiği yerleri terk ettiği zaman, İngiltere de Kıbrıs Adası’nı boşaltacaktı.

İngiltere’nin bu teklifi Mabeyn müşiri ve Bahriye nazırı Sait Paşa’ya duyuruldu. Eğer bu teklif kabul edilirse Berlin Konferansı’nda İngiltere’nin Osmanlıların çıkarlarını koruyacağı belirtildi. Elçi Layard, Sultan II. Abdülhamid ile gizli olarak görüştü. Sadrazam Mehmed Rüşdü Paşa ile Namık Paşa teklifin aleyhinde bulundular. Bunun üzerine padişah Berlin Konferansı’nın sonuna kadar beklemeyi uygun gördü. Bu arada İngiltere elçisi adayı işgal edeceklerini açıkladı.

Padişah bunun üzerine antlaşmayı onaylamak zorunda kaldı. Bu antlaşma gereğince Cezayir-i Bahri Sefid valisi Sadık Paşa ile Kıbrıs mutasarrıfı Ahmed Paşa’ya yazılan fermanları Sami Paşa alıp götürdü. 10 Temmuzda Ada’ya gelen Sami Paşa 12 Temmuz 1878 günü İngiliz işgal kuvvetleri komutanı amiral John Hay önünde fermanı okutarak Ada’nın idaresini İngilizlere bırakmış oldu.

1881’de Düyun-i Umumiye’nin meydana getirilmesi sırasında Kıbrıs Adası vergisinin İngiltere’ye bırakılmasıyla ada, mali yönden de Osmanlı idaresinden ayrılmış oldu.