Ans/B/ BEKTAŞİLİK

BEKTAŞİLİK

Hacı Bektaş Veli’yi pir tanıyanların yolu, on iki esas tarikattan biri.

Bektaşiler tarikate girdikleri zaman aynı zamanda Caferi mezhebine de girmiş olurlardı. Onlara göre Hz. Ali Tanrı’nın zuhuru, Miraç Hz. Muhammed’in Ali’ye intisabıdır. Ayin-i Cemlerde bulunmak, Ehl-i Beyt’i sevmek, sabah akşam on iki imama salavat getirip okumak, Muharremlerde on gün su içmemek, Muharremlerden sonra babaya baş okutmak yani bir yıllık günahtan arınıp, kendini affettirerek biatini yenilemek, Hz. Ali’nin doğum günü saydıkları Nevruz’u kutlamak ve üç gün süt içmek, kardeşlerle yani Bektaşilerle sohbet etmek, demli muhabbet sofralarında nefes okumak, saz çalmak veya dinlemek, dini ibadetler yerine geçer.

Bektaşilerde ahlak şu söze dayanır: Elin tek, dilin pek, belin berk tut. Bektaşilik belli başlı iki kola ayrılmıştır: Çelebiler Kolu, Babagan Kolu. Bektaşiliğin İstanbul’da ve Arnavutluk’ta meşhur olan kolu Babagan Kolu’dur.

Bektaşilik, Yeniçeriler tarafından benimsendiği ve son Yeniçeri ayaklanmasında Bektaşiler Yeniçerilere yardım ettiği için II. Mahmud, Yeniçeriliği kaldırdığı zaman Bektaşiliği de kaldırmış, ileri gelen Bektaşi babaları asılmış, bir kısmı şeriat alimlerinin çok bulunduğu yerlere sürülmüş, tekkelerin sonradan yaptırılanları yıktırılmış, eski tekkelere Nakşi Şeyhleri tayin edilmiştir (1826). II. Mahmud devrinden sonra bu uygulama tavsamıştır.

Türkiye’de tekkelerin kapanmasından ve tarikatlerin ilgasından sonra (4 Eylül 1925) Suriye’de de aynı durum uygulanmış ve Bektaşilik sadece Mısır ve Arnavutluk’ta resmi mahiyette kalmıştır.