7-8 Temmuz 1919
Atatürk; Milli Mücadele Hareketi’ne başlamak üzere, daha kongrelerin düzenlendiği sıralarda ileride yapacağı devrimleri de kafasında tasarlamıştı. O, bu devrimleri önceleri gizli tutmuştu. Mazhar Müfit (Kansu) bunu şöyle nakleder:
-O, hatıra defterime ve günü gününe her olayı not edişime hem memnun olur, hem de bazen şaka yapmaktan kendisini alıkoymazdı.
-Hafızalarımız zayıfladığı zaman Mazhar Müfit’in defteri çok işimize yarayacak, derdi. Defteri getirdiğimi görünce, sigarasını birkaç nefes üst üste çektikten sonra:
-Amma bu defterin bu yaprağını kimseye göstermeyeceksin. Sonuna kadar gizli kalacak. Bir ben , bir Süreyya, bir de sen bileceksin, dedi,. Şartım bu …
Süreyya da, ben de:
-Buna emin olabilirsiniz Paşam … dedik.
Paşa bundan sonra :
-Öyle ise önce tarih koy !… dedi.
Koydum : 7-8 Temmuz 1919. Sabaha karşı. Tarihi sayfanın üzerine yazdığımı görünce :
-Pekala… yaz diyerek devam etti :
-Zaferden sonra hükümet şekli Cumhuriyet olacaktır. Bunu size daha öncede bir sorunuz nedeniyle söylemiştim. Bu bir.
-İki: Padişah hanedan hakkında zamanı gelince gereken yapılacaktır.
-Üç: Tesettür (örtünme) kalkacaktır.
-Dört: Fes kalkacak, medeni milletler gibi şapka giyilecektir.
Bu anda gayri ihtiyari kalem elimden düştü. Yüzüne baktım. O da benim yüzüme baktı. Bu, gözlerin bir takılışta birbirine çok şey anlatan konuşuşuydu.
Paşa ile zaman zaman senli benli konuşmaktan çekinmezdim.
-Neden durakladın? Deyince :
-Darılma ama Paşam, sizin de hayalperest taraflarınız var, dedim, gülerek :
-Bunu zaman gösterir. Sen yaz dedi. Yazmaya devam ettim.
-Beş: Latin harfleri kabul edilecek.
-Paşam yeter… yeter… dedim ve biraz da hayal ile uğraşmaktan bıkmış bir insan edası ile:
-Cumhuriyetin ilanını başaralım da gerisi yeter diyerek, defterimi kapadım ve koltuğumun altına sıkıştırdım. İnanmayan bir adam tavrı ile :
-Paşam sabah oldu. Siz oturmaya devam edeceksiniz, hoşçakalın diyerek yanından ayrıldım. Gerçekten de gün ağarmıştı. Süreyya da benimle beraber odadan çıktı. Fakat burada ve bu anda olayların beni nasıl yanıltıp ve M. Kemal’i doğruladığını daha doğrusu Mustafa Kemal’in beni nasıl bir cümle ile mahcup ettiğini itiraf etmeliyim.
Çankaya’da akşam yemeklerinde birkaç defa :
-Bu Mazhar Müfit yok mu kendisine Erzurum’da tesettür kalkacak, şapka giyilecek, Latin harfleri kabul edilecek dediğim ve bunları not etmesini söylediğim zaman defterini koltuğunun altına almış ve bana hayalperest olduğunu söylemişti, dedi.
Em. Tümg. M. ERENGİL “İlginç Olaylar ve Anekdotlarla Atatürk, S.29-30