TB/ PİRİ REİS

 

PİRİ REİS ( 1465-1554 )

Bilgin bir korsan… Yaman bir denizci… .Dünyayı avucu gibi bilen adam… Pirî Reis, bazı kaynaklara göre Gelibolulu, bazı kaynaklara göre de Konyalı olup Gelibolu’ya yerleşmiş biri… Bütün başarılı insanların kendilerinden olmasını isteyen Batılılar, Pirî Reis’in Hıristiyan olduğunu söylerler. Ama kanıt yoktur.

1465’de doğduğu sanılıyor. Gelibolulu Kemal Reis’in yeğenidir. Amcası ile birlikte denize açılmış, İtalya sahillerini vurmuş, Akdeniz’de şanlı adını dolaştırmıştı. Ama bu maceranın iyi yanı da kötü yanı da amcası Kemal Reis’e aittir. Piri Reis’i, Osmanlı ülkesinde tanınan bir isim haline getiren olay, 1500 yılında yapılan Mora Seferi’dir.

KAPTAN-1 DERYAYI ÖLÜMDEN KURTARDI

Davut Paşa komutasındaki Türk donanması İnebahtı Limanı’ndan çıkmış, Navarin önünde büyük bir düşman filosu ile karşılaşmıştı. Davut Paşa, amiral gemisiyle, düşmanın amiral bastardasına rampa etti. Başka bir düşman gemisi de Davut Paşa bastardasının öteki yanına rampa edince, Davut Paşa büyük bir tehlikenin içine düştü. İşte tam bu sırada Piri Reis, kendi gemisiyle şimşek gibi yetişip düşman gemisine rampa ederek, Osmanlı Devleti’nin Kaptan-ı deryasını ölümden, devletini yenilgiden kurtardı.

Amcası Kemal Reis, 1511’de ölünce Piri Reis, Barbaroslar’ın yanında görev aldı. Barbaros adına iki defa İstanbul’a gidip padişaha Barbaros’un bağlılık duygularını iletmiş ve hediyeler takdim etmişti. Piri Reis, İstanbul’da büyük itibar görerek ağırlandı.

Sadrazam Makbul İbrahim Paşa ile birlikte yaptığı Mısır seyahati maceralı geçmiş, fakat göğe kalkan denizin dalgaları arasından sıyrılıp Mısır’a girdikleri zaman, sultanlar gibi karşılanmışlardı.

73 gün Mısır’da kaldılar. Bu fırsattan yararlanan Piri Reis, yazdığı "Kitab-ı Bahriye" adlı kitabını, sadrazam eliyle Padişah Kanunî Sultan Süleyman’a ulaştırma fırsatını ele geçirdi.

ADEN’İ PORTEKİZLİLERİN ELİNDEN KURTARDI

Mısır Kaptanı Solak Ferhat Bey, Yemen Valiliği’ne gönderilince, yerine Piri Reis tayin edildi. Piri ilk iş olarak, evvelce Türkler tarafından feth edildiği halde, tekrar Portekizlilerin eline geçen Aden’i kurtardı (26 Şubat 1548). Fakat, Hürmüz Boğazı’na dışardan hâkim olan Maskat kalesi ile, içerden hâkim olan Hürmüz adası, Portekizlilerin elinde olduğu için, ticaret gemilerini vuruyorlardı. Kanunî, bu adaların alınmasını Piri Reis’e buyurdu. Piri Reis, 35 gemiden oluşan Mısır filosunu alarak Hind Denizi’ne açıldı (1551). Arabistan yarımadasının Güney doğusundaki Maskat’i zapt etti. Portekizlilerin, yüksek bordalı 70 gemisiyle savaşa tutuştu. Düşmanını yenmekten başka, düşman amirali Zoas De Lisboa’yı da esir etti. Bazı düşman gemileri kaçabilmişti. Bunları izledi, sığındıkları Hürmüz adasındaki kaleyi kuşattı. Fakat düşüremedi. Frenklere yardım ettikleri için şehri yağmalattı. Oradan Basra’ya gelip Kubat Paşa’dan yardım istedi.

Kubat Paşa Piri Reis’e çok sert karşılık verdi: "Sen Müslümanlara zulm ettin, mallarını yağma ettin." diyordu. Pirî Reis’i tutuklamak ve elindeki malları almak istiyordu. Pirî Reis,

Portekizlilerin kendisini izleyerek Basra Körfezi’ni kapamak hazırlıklarına giriştiğini duyunca, tutsak düşmemek için, bir kısım kadırgalarıyla denize açıldı ve Süveyş’e döndü.

MISIR’DA YARGILANDI VE İDAM EDİLDİ

Basra Valisi Kubat Paşa, İstanbul’a durumu bildirmiş ve Piri Reis’in Müslüman ahaliyi yağmaladığını, onlara zulm ettiğini söylemişti. Padişah, hangi sebeple olursa olsun, Müslüman ahaliye ve tebasına zulm edilmesini kabul edemezdi. Padişah bir dîvan kurularak Pirî Reis’in Mısır’da muhakeme edilmesini buyurdu. Kurulan dîvan Pirî Reis’i, iki noktadan suçlu görüyordu. Hürmüz kuşatmasının kaldırılması ve Basra’da öteki gemileri yüzüstü bırakarak birkaç gemi ile Mısır’a gelmesi…

Pirî Reis’in savunması, dîvanı tatmin etmedi ve kafası kesilmek suretiyle cezalandırılması kararlaştırıldı. Pirî Reis kocamış, seksen yaşını aşmıştı. Kararı sükûnetle dinledi ve iki rekat namaz kıldıktan sonra, cellada boynunu teslim etti.

Pirî Reis, "Kitab-ı Bahriye" adlı kitabı ile bütün dünyada ünlüdür. Akdeniz’in en mükemmel haritasını çizen, yine Pirî Reis’tir. Amerika’nın bulunmasından önce, bir dünya haritası çizen ve bunu Yavuz Sultan Selim’e Mısır’da sunan Pirî Reis, haritasına Amerika kıtasını da koymuştu. Bugün bile bu bilimsel sır, çözülmüş değildir.

Devletine büyük hizmetleri, dünya bilimine saygıdeğer katkıları ve Akdeniz yalılarına masal gibi söylenen kahramanlıkları kalan Pirî Reis, Türk milletinin adını saygı ile andığı ve anacağı bir kahramandır.