İNK/ KURTULUŞ SAVAŞI-ATATÜRK İLKELERİ

KURTULUŞ SAVAŞI

M.KEMAL’İN SAMSUN’A ÇIKIŞI
9. ORDU MÜFETTİŞİ OLARAK M. KEMAL’İN GÖREVLERİ
1-M.Kemal Paşa’ya askeri ve sivil yetkilileri emretme yetkisi verilmiştir.
2-Doğu Karadeniz bölgesindeki Rumlar ile Türkler arasındaki çatışmayı sona erdirmek ve ateşkesin uygulanmasını sağlamak
3-Padişaha bağlı yönetimi devam ettirmek
*M.Kemal’in amacı ise Milli Mücadele’yi başlatarak, milli egemenliğe dayalı kayıtsız şartsız, bağımsız yeni bir Türk devleti kurmaktır.

HAVZA GENELGESİ ( 28 MAYIS 1919)
*M.Kemal Paşa bu genelgeyi askeri birlik komutanlarına, devlet adamlarına ve bölgesindeki halkın ileri gelenlerine göndermiştir.
*Genelgenin amacı:
1-İşgalleri karşı protesto mitingleri düzenlenmesi istenmiştir.
2-İşgallerin haksız olduğunu duyurmaktır.
*Genelgenin önemi:
1-İşgaller karşısında halkın bilinçlenmesini sağlamış, yurdun çeşitli yerlerinde mitingler düzenlenerek işgaller protesto edilmiştir.
2-M.Kemal görev alanı dışına ilk kez bu genelge ile çıkmıştır.
3-M.Kemal’in kurtuluş düşüncesini ilk kez halka açıklamıştır.

AMASYA GENELGESİ ( 22 HAZİRAN 1919)
Amasya Genelgesi’nin Maddeleri:
1.Vatanın bütünlüğü, milletin istiklali tehlikededir. (Ülkenin ne kadar büyük bir tehlike ile karşı karşıya olduğu vurgulanmış ve Kurtuluş Savaşı’nın amaç ile gerekçesi açıklanmıştır.)
2.Merkezi hükümet, üzerine aldığı yetkileri hakkıyla kullanamamaktadır. Bu hal milletimizin hiçe sayılması sonucunu veriyor. (Milli Mücadele’yi İstanbul hükumetinden ayrı olarak başlatmalarının gerekçesidir.)
3.Milletin istiklalini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır. (1-İrade ve iktidarın ulusa ait olduğu ilk kez açıklanmıştır. 2-Ulusal egemenlik fikri ilk kez ortaya çıkmıştır. 3-Bu madde genelgeye ihtilal belgesi niteliği kazandırmıştır. )
4.Duruma çare bulmak, milletin hak isteyen sesini dünyaya duyurmak için her türlü etki ve denetimden uzak bir milli heyetin kurulması gereklidir. (Ulusal örgütlenmenin ve hükumetin görevini üstlenecek olan bir temsil heyetinin oluşumu vurgulanmıştır.)
5.Anadolu’nun her suretle en emin yeri olan Sivas’ta milli bir kongrenin toplanması kararlaştırılmıştır. (Milli Mücadele yanlılarının bu kongreye katılımını sağlamak ve İstanbul hükumeti yanlılarının bu kongreye gelmesini engellemek )
6.Her ilden milletin güvenini kazanmış üç delegenin hemen yola çıkarılması gerekmektedir.
7.Her ihtimale karşı keyfiyetin milli bir sır halinde tutulması gereklidir.

Genelgenin amacı:
Milli Mücadele’de örgütlü hareket etme sürece başlatmıştır.

Genelgenin önemi:
1-Genelge iç ve dış düşmanlara karşı yayınlanmıştır.
2-İlk kez Türk milleti Osmanlı hükumeti ve işgalci güçlere karşı direnişe çağırılmıştır.
3-İstanbul hükumetine karşı çıkmayı amaçlayan bir belgedir.
4-Türk siyasi tarihinde ilk kez Ulusal Egemenlik kavramından söz edilmiştir.
5-Yeni Türk devletinin kurulması yolundaki ilk siyasi belgedir.
6-Kurtuluş Savaşı’nın amacı, gerekçesi ve yöntemini belirlemiştir.
7-M.Kemal bu genelgenin yayımlanmasından sonra askerlik görevinden istifa etmiştir.

BÖLGESEL KONGRELER
1-İZMİR KONGRESİ (2-19 MART 1919 )
2-EDİRNE KONGRESİ ( 9-13 MAYIS 1919)
3-BALIKESİR KONGRESİ ( 26-30 TEMMUZ 1919)
4-NAZİLLİ KONGRESİ ( 6-9 AĞUSTOS 1919)
5-ALAŞEHİR KONGRESİ ( 16-25 AĞUSTOS 1919)

KONGRELERİN AMACI:
1-Bu kongreler bölgesel amaçlarla toplanmışlardır.
2-Ege bölgesindeki Yunan işgallerine karşı çıkmak ve halkı bu işgallere karşı teşkilatlandırmaktır.

KONGRELERİN ÖNEMİ:
Milli Mücadele’de Batı Cephesi’nin kurulmasına ortam hazırlamışlar ve Batı Kuva-yı Milliyesini örgütlemişlerdir.

ERZURUM KONGRESİ (23 TEMMUZ – 5 AĞUSTOS 1919)
*Kongreye sadece yurdun doğusundan gelen delegeler katılmıştır.
*Kongre bölgesel amaçlar için toplanmıştır.
Kongrenin amacı:
1-Rum ve Ermenilerin Doğu Anadolu’yu parçalamalarını önlemek
2-Doğu Anadolu bölgesinin işgaline engel olmak ve buradaki Türk nüfusunun korunmasını sağlamaktır.
3-Bölgeden olabilecek Türk göçlerini engelleyerek Wilson ilkelerindeki azınlıklarla ilgili nüfus çoğunluğu maddesinin yürürlüğe girmesini engellemektir.
Kongrede alınan kararlar şunlardır:
1.Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür; vatanın çeşitli parçaları birbirinden ayrılamaz. (İlk kez vatanın bütünlüğü ve bölünmezliği ile ilgili bir karar alınmıştır. Bu karar daha sonra Misak-ı Milli kararlarında aynen tekrarlanmıştır.)
2.Yabancı işgal ve müdahalesine karşı ve Osmanlı hükümetinin dağılışı halinde, millet hep birlikte savunacak ve direnecektir.
3.Vatanın istiklalini korumaya Merkezi hükümet muktedir olmadığı takdirde, gayeye ulaşmak için bir geçici hükümet kurulacaktır. Bu hükümet üyeleri, milli kongre tarafından seçilecektir. Kongre toplantı halinde değilse, seçimi Heyet-i Temsiliye yapacaktır. (Sivas Kongresi toplanmıştır.)
4.Kuva-yı Milliye’yi etken ve milli iradeyi egemen tutmak esastır.(Cumhuriyet’in ilk işaretleri verilmiştir.)
5.Hıristiyan ahaliye siyasi egemenlik ve sosyal dengeyi bozan haklar verilemez. (İtilaf devletlerinin iç işlere karışmasını önlemek için)
6.Manda ve himaye kabul olunamaz. ( Manda sistemi ilk kez reddedilmiştir. Tam bağımsızlık hedeflenmiş ama karar Sivas Kongresi’ne bırakılmıştır.)
7.Milli Meclisin derhal toplanması ve hükümet işlerinin meclisin denetlenmesine konulmasını sağlamak için çalışılacaktır. (İstanbul hükumeti ve padişahın denetlenmesi amaçlanmaktadır.

KONGRENİN ÖNEMİ:
1-Doğu Anadolu’nun kaderini görüşmek için toplanıldığı halde vatanın bütününü ilgilendiren kararlar alındığı için kongre ulusal nitelik kazanmıştır.
2-Milli Mücadele’nin esas programını hazırlamıştır.
3-Temsil heyetinin hükumet gibi hareket edeceği açıklanarak hükumetin yürütme yetkisini eline alacağı belirtilmiştir.
4-Temsil heyeti kurulmuş başkanlığına M.Kemal getirilmiştir.

SİVAS KONGRESİ (4 –11 EYLÜL 1919)

*Tüm yurttan gelen delegelerin katılımı ile gerçekleşmiş ulusal bir kongredir.
*Kongrenin toplanması Amasya Genelgesi’nde istenmiştir.
Alınan önemli kararlar şunlardır:
1.Anadolu’da ve Rumeli’de kurulmuş olan bütün Müdafaa-i Hukuk-I Milliye Cemiyetleri, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adını aldı. (Böylece Kurtuluş Savaşı’nın tek elden yönetimi sağlanmıştır.)
2.Memleketi, içinde bulunduğu halden kurtarmak için derhal Milli Meclisin toplanması lazımdır. Milletin mukadderatı bu meclisin denetlemesine bırakılacaktır.
3-Manda ve himaye kesin olarak reddedilmiştir. (Hedef tam bağımsızlıktır.)

KONGRENİN ÖNEMİ
1-Ulusal bir kongredir.
2-M.Kemal’in Milli Mücadele ve Kuva-yı Milliye liderliği kesinleşmiştir.
3-Kayıtsız şartsız tam bağımsızlık ilkesi konmuştur.

AMASYA GÖRÜŞMESİ (PROTOKOLÜ) ( 20-22 EKİM 1919)
*İstanbul hükumeti adına Salih Paşa ile Temsil Heyeti adına M.Kemal tarafından imzalanmıştır.
*Sivas Kongresi kararlarının İstanbul hükumeti tarafından kabul edilmesi istenmiştir. İstanbul hükumeti bütün maddeleri kabul etmemiş sadece Osmanlı Mebusan Meclisi’nin toplanması kararını kabul etmiştir.
*M. Kemal:
1-Kendisinin Osmanlı meclisinde başkan seçilmesini istemiştir.
2-Meclis’te Müdafaa-i hukuk grubu kurulmasını istemiştir.
3-Misak-ı Milli kararlarının mecliste kabul edilmesini istemiştir.
*M.Kemal meclise başkan olamamış, Erzurum milletvekili seçilmiştir. Mecliste Felah-ı Vatan grubu kurulmuştur. (Padişahçı) Misak-ı Milli kararları mecliste kabul edilmiştir.

MİSAK-I MİLLİ (ULUSAL AND-ULUSAL SINIRLAR) (28 OCAK 1920)
*Ulusal sınırlarımızın çizildiği ulusal (milli) yemindir.
1-Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür, parçalanamaz.
2-30 Ekim 1918’de ateşkes imzalandığı zaman Osmanlı Devleti’nin, düşman ordularının istilası altında bulunan ve Arapların çokluk teşkil ettikleri toprakların geleceği halkın özgürce verecekleri oya göre tespit edilecektir. Osmanlı-İslam çoğunluğu ile meskun bulunan kısımların genel topluluğu hiç bir nedenle ayrılık kabul etmez bir bütündür.
3-Halkın oyu ile anavatana katılmış olan Kars, Ardahan, Artvin için icap ederse tekrar halkın serbest olarak oyuna müracaat edilmesini kabul ederiz.
4-Türkiye sulhüne bırakılan Batı Trakya’nın hukuki durumunun saptanması da yerli halkın tam bağımsızlık içinde özgürce verecekleri oya uyularak yapılmalıdır.
5-Osmanlı Hükümeti’nin merkezi olan İstanbul şehri ile Marmara Denizi’nin güveni her türlü tehlikeden korunmalıdır.
6-İtilaf devletleri ile kararlaştırılan esaslar içinde azınlıkların hakları gibi, Müslüman ahalinin de aynı haklardan faydalanmaları sağlanmalıdır.
7-Milli ve ekonomik gelişmemiz için, siyasi, adli, mali gelişmelerimize engel olacak kayıtlar istemiyoruz. (Kapitülasyonlar kaldırılıyor.)

MİSAK-I MİLLİ’NİN ÖNEMİ
1-Ümmetçilik anlayışından milliyetçilik anlayışına geçilmiştir.
2-Türklerin özgür olarak yaşayacakları ülkenin sınırları çizilmiştir.

MİSAK-I MİLLİ’YE TEPKİLER
1-İtilaf devletleri İstanbul’daki meclisi basmış, milletvekillerini tutuklamış, bir kısmını Malta’ya sürgün etmiştir.
2-16 Mart 1920’de İstanbul resmen işgal edilmiştir.
3-M.Kemal İstanbul’dan kaçan milletvekillerinin Ankara’da açılacak olan TBMM’ye katılmalarını istemiştir.

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ’NİN AÇILMASI (23 NİSAN 1920)
Açılış sebebi:
1-Osmanlı Mebusan Meclisi’nin kapatılması
2-Misak-ı Milli kararlarının uygulanmak istenmesi
3-Temsil Heyeti’nin yetersizliği
4-Milli Mücadele’nin siyasi ve hukuki varlığının güçlendirilmek istenmesi
*23 Nisan 1920 Cuma günü, Meclisin en yaşlı üyesi olan Sinop Mebusu Şerif Bey Meclisi Başkanlığına getirilmiş, böylece Türkiye Büyük Millet Meclisi açılarak vazifesine başlamıştı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, Başkanlığına Mustafa Kemal’i seçti (24 Nisan 1920). Mustafa Kemal’in Başkanlığında ilk Bakanlar Kurulu kuruldu (3 Mayıs 1920). Bu hükümete, Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti denildi.

TBMM’NİN ÖZELLİKLERİ
1-1923’e kadar çalışmıştır.
2-Üyelerinin tümü halk tarafından seçilmiştir.
3-Temel amacı Kurtuluş Savaşı için gerekli kararları almak ve ulusal bağımsızlığı sağlamaktır.
4-Kurucu meclis sayılır (Yeni anayasa hazırladığı için)
5-İhtilal meclisidir. (Halk yönetimi zorla ele geçirmiştir.)
6-Güçler birliği esası ile çalışmıştır. (yasama, yürütme ve yargı güçleri meclisin elindedir.)

TBMM’NİN AÇILMASININ ÖNEMİ
1-Ulusal egemenliğe dayalı yeni Türk devletinin kurulduğunun resmen kanıtıdır.
2-Tarihte Türk adı ile kurulan 2. Türk devletidir.

TBMM’NİN AÇILMASINA İSTANBUL HÜKUMETİNİN TEPKİSİ
1-M.Kemal ve arkadaşları için ölüm fetvası yayımlamıştır.
2-Kuva-yı Milliye’ye karşı Kuva-yı İnzibatiye’yi kurmuştur.
3-TBMM’ni zayıflatmak için ayaklanmalar çıkarttırmıştır.

İLK ANAYASA (TEŞKİLAT-I ESASİYE KANUNU) (20 OCAK 1921)
*23 maddeden oluşur.
*Bu kanunun önemli bazı maddeleri şunlardır:
1-Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.
2-Kanun yapmak ve kanunu yürütmek yetkisi, milletin tek ve gerçek temsilcisi olan Büyük Millet Meclisi’nde toplanır.
3-Türkiye Devleti, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından idare olunur.
4-Meclis Başkanı, İcra Vekillerinin de başkanıdır.

BÜYÜK MİLLET MECLİSİ HÜKUMETİ’NE KARŞI AYAKLANMALAR
Sebebi:
1-Uzun süren savaşların halkta bıkkınlık yaratması ve yeni bir savaşı göze alamaması
2-İtilaf devletlerinin ve İstanbul hükumetinin halkı TBMM’ne karşı kışkırtmaları
3-Kuva-yı Milliye’nin düzensiz tutumu, halktan zorla para ve mal toplaması
4-Bazı Kuva-yı Milliye liderlerinin TBMM’nin otoritesine ve düzenli orduya karşı çıkması
5-Din elden gidiyor propagandasının yapılması

İSTANBUL HÜKUMETİ’NİN KIŞKIRTMALARI İLE ÇIKAN AYAKLANMALAR
1-Kuva-yı İnzibatiye Ordusu ( Halife Ordusu)
2-Anzavur Ayaklanması ( Ahmet Anzavur ve İtilaf devletleri tarafından Çanakkale Boğazı’nın güvenliğinin sağlanması için çıkarılan ayaklanma)

İTİLAF DEVLETLERİNİN KIŞKIRTMALARI İLE ÇIKAN AYAKLANMALAR
1-Bolu-Düzce ve Adapazarı Ayaklanması
2-Yozgat Ayaklanması ( Çobanoğlu aşireti ayaklandırılmıştır.)
3-Konya Ayaklanması ( Bozkır Ayaklanması)
4-Afyon Ayaklanması
5-Milli Aşiret Ayaklanması ( Urfa)

AZINLIKLARIN ÇIKARDIKLARI AYAKLANMALAR
1-Doğu Anadolu’da Ermeniler
2-Batı Anadolu’da Rumlar
3-Karadeniz bölgesinde Pontuslu Rumlar

KUVA-YI MİLLİYECİ GRUPLARIN ÇIKARDIKLARI AYAKLANMALAR
1-Çerkez Ethem Ayaklanması (Milli Mücadele’nin lideri olmak için ayaklanmıştır.)
2-Demirci Mehmet Efe Ayaklanması

TBMM’NİN AYAKLANMALARA KARŞI ALDIĞI ÖNLEMLER
1-İstanbul hükumeti ile haberleşmeyi kesmiştir.
2-İstanbul hükumetinin yapacağı tüm işleri geçersiz sayacağını açıklamıştır.
3-Meclis, Hıyanet-i Vataniye Kanunu çıkarmıştır. ( Bu kanunu uygulamak için İstiklal Mahkemeleri kurulmuştur.Bu mahkeme iç isyanları çıkartanları, asker kaçaklarını, bölücülük yapanları, savaş sonrası cumhuriyet rejimine karşı olanları, Sevr Antlaşması’nı imzalayanları yargılamıştır.)

AYAKLANMALARIN SONUÇLARI
1-Ulusal kurtuluş savaşının zafere ulaşmasını geciktirmiş ve zorlaştırmıştır.
2-Cephelerde doğan boşluklardan dolayı düşman ilerlemiştir.
3-Can ve mal kaybına sebep olmuştur.
4-Ulusal birliğin oluşmasını geciktirmiştir.
5-Ayaklanmaların çıkması TBMM’nin otoritesini zayıflatmış; ama bastırılması otoritesini güçlendirmiştir.

SEVR ANTLAŞMASI (10 AĞUSTOS 1920)
Anlaşmanın maddeleri:
1-Osmanlı toprakları İstanbul ve Anadolu’nun küçük bir bolümü olarak sınırlanıyordu.
2-Boğazlar her türlü geçişe serbest olacak ve uluslararası bir komisyon yönetecek.
3-İzmir ve Doğu Trakya Yunanlılara verilecek.
4-Doğu Anadolu’da Ermenistan ve Kürdistan kurulacak.
5-Konya, Antalya ve arka tarafları İtalyanlara, Çukurova Fransızlara verilecek.
6-Arap ülkeleri İngiliz ve Fransızlarca bölüşülecek.
7-Kapitülasyonlar bütün aşırılığı ile devam edecek.
8-Osmanlı ordusu 50700 kişi ile sınırlandırılıyordu.
9-Azınlıklara Türklerden fazla haklar verilecektir.
Anlaşmanın önemi:
1-Türk ülkesi kesinlikle parçalanıyordu.
2-Osmanlı Devleti fiilen sona eriyordu.
3-Osmanlı Devleti’nin imzaladığı son anlaşmadır.

SEVR ANTLAŞMASI’NA TEPKİLER
1-Sevr Antlaşması Kanun-i Esasiye uygun değildi. Çünkü Parlamentonun onaylaması gerekiyordu. Parlamento ise dağıtılmıştı. Bu sebeple anlaşma onaylanmamış ve hukuken geçersiz sayılmıştır. (Vahdettin sarayda saltanat Şurası toplayarak Sevr Antlaşması’nı Şura’ya onaylattı. Şuraya katılanlardan sadece Rıza Paşa antlaşmayı kabul etmedi. Şura antlaşmayı kabul edince delegeler Sevr’e giderek anlaşmayı imzaladılar.)
2-TBMM antlaşmayı imzalayanları vatan haini ilan etti.

ERMENİ MESELESİ

Ermeniler 19. yüzyıl ortalarına kadar Osmanlı Devleti’ne bağlı kalmışlar ve kendilerine Millet-i Sadıka adı verilmiştir.

Ermeni sorunu ilk olarak 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’ndan sonra Doğu Anadolu’nun bazı şehirlerini ele geçiren Rusların buradaki Ermenileri kışkırtması ile başladı. 1878’de imzalanan Berlin Antlaşması’na konan “Ermenilerin oturdukları bölgelerde ıslahat yapılmasına” dair madde Osmanlı Devleti’nde Ermeni meselesinin çıkmasına sebep oldu.

Rusya, Doğu’da kendine bağlı bir Ermenistan kurulursa Akdeniz’e inecekti.

İngiltere, doğuda kurulacak bir Ermenistan’ı kendine bağlayarak Rusya’nın Akdeniz’e inmesini engelleyecekti.

Kışkırtmalar sonucunda Ermeniler bağımsız bir devlet kurma düşüncesine kapılarak ihtilalci komiteler kurdular. Bunların en önemlileri Hınçak ve Taşnak komiteleriydi. Bu komiteler Anadolu’nun çeşitli yerlerinde isyanlar çıkarttılar. 1896’da İstanbul Bankası’nı bastılar, 1905’te padişah II.Abdülhamid’e bombalı suikast düzenlediler. 1909’da Adana’da büyük bir isyan çıkardılar.

I.Dünya Savaşı başlayınca Ermeni çeteleri Rusların yanında yer aldılar. 1914’te Zeytun’da büyük bir isyan çıkardılar. 1915’te Van’da ayaklanan Ermeniler, buradaki Türk nüfusu katlettiler. Bu durum karşısında Osmanlı hükumeti, Doğu Anadolu’daki Ermenilerin, savaş alanı olmayan Suriye’ye zorunlu göç ettirilmesine karar verdi (Tehcir Kanunu: 14 mayıs 1915).Tehcire tabi tutulan Ermenilerin bir kısmı göç sırasında yollarda telef oldu. İşte Ermenilerin iddia ettiği sözde Ermeni soykırımı budur. Osmanlı ordusunun Ermeni halkına saldırıp onları yok etmesi düşünülemez bile.Ermeniler bu sözde soykırım iddialarını günümüzde de devam ettirerek 4 T Planı’nı uygulamaya koymak istemektedirler.

4 T:1-Tanıtma

2-Tanınma

3-Tazminat

4-Toprak

Ermeniler bu sözde soykırımı bahane ederek ve dünya gündeminde yer bulmaya çalışarak Anadolu’nun parçalanmasını hedeflemektedirler.Ermenilerin bu iddiaları doğru olsaydı, Anadolu’da yaşayan Ermeniler yeni bir katliam korkusu ile Mondros Ateşkesi’nden sonra Osmanlı ordusu Kafkasya’dan çekildikten sonra Kafkasya’da kurulan Ermeni Devleti’ne göçerlerdi. Dün ve bu gün Anadolu’da Ermenilerin yaşıyor olması bu sözde soykırımın asılsız olduğunun en önemli kanıtıdır.

KUVA-YI MİLLİYE

Kuva-yı Milliye, işgallere karşı Türk halkının kurduğu silahlı direniş örgütüdür.*Kuva-yı Milliye, düşmanı durduramamış fakat oyalayarak düzenli ordununkurulmasına zaman kazandırmıştır. *Düzenli ordu kurulana kadar iç isyanları bastırmıştır.*Ulusal bilincin uyanmasını sağlamıştır.*İhtiyaçlarını halktan toplamıştır.

KUVA-YI MİLLİYE’NİN KALDIRILMASININ SEBEBLERİ:

*Devlet otoritesini tanımak istememesi*Düzenli orduya katılmak istememeleri*Hukuk dışı yöntemlere başvurmaları*Düzensiz ve disiplinsiz olmaları*Yunan ordusunun ilerleyişini durduramaması*Halka kötü davranmaları, halktan zorla para ve mal toplamaları (Bu sebeplerden dolayı Düzenli ordu kurulmuştur.)

DÜZENLİ ORDULARIN KURULMASI

*İlk başarısı Kuva-yı Milliye birliklerini disiplin altına alması olmuştur.*Asker kaçaklarını toplamıştır.*İlk çatışmasını Kuva-yı Milliye reislerinden Çerkez Ethem’e karşı yapmıştır.

KURTULUŞ SAVAŞI’NIN CEPHELERİ

MİLLİ CEPHELERİN KURULMASI

1-Batı Cephesi (Yunanlılara karşı)

2-Güney Cephesi (Fransızlara karşı)

3-Doğu Cephesi (Ermenilere karşı)Bu cephelerdeki ilk direnme hareketi, düzenli bir ordunun karşı koyması değildir. Anadolu işgalinin başladığı ilk günlerde memleket birlikten yoksundu. Yeni bir savaş felaketinden henüz çıkmış yorgun ve bitkin bir durumda idi. Osmanlı Hükümeti ateşkes koşullarına uyarak, orduyu terhis etmekte ve gelen düşmanlara karşı direnme değil, teslim olmak düşüncesinde idi. Bu nedenle ilk cepheler, halk tarafından organize edilmiş milis kuvvetleri ile Osmanlı ordusunun arta kalan bazı birlikleri tarafından kurulmuştu.

BATI CEPHESİ

Yunanlılar 15 Mayıs 1919’da İzmir’e çıktıktan sonra Batı Anadolu’da ilerlemeye başladılar. Bu ilerleyişi durdurmak için kurulan cepheler şunlardır: Ayvalık Cephesi, Soma Cephesi, Ödemiş Cephesi, Salihli, Akhisar ve Aydın Cepheleri. Bu cephelerde üstün düşman kuvvetlerine karşı milis kuvvetleri, giriştikleri çete savaşları ve ani baskınlarla düşmanı bir hayli hırpaladılar.

GÜNEY CEPHESİ

Anadolu’nun güney bölgesi evvela İngiliz işgali altında bulunuyordu. Sonradan İngilizlerin çekilmesi üzerine, Adana, Maraş, Antep ve Urfa havalisini Fransızlar işgal etmişlerdi. İşgal karşısında ayaklanan halkın fedakarlığı sayesinde bu bölgede de cepheler kurulmuş ve savaşlar başlamıştır. Güney Cephesi’nde düzenli kuvvetler yoktu. Bu nedenle cepheyi milli kuvvetler savunmuştur. Yapılan kanlı ve çetin çarpışmalar sonucunda Fransızlar Adana, Maraş ve Urfa’yı bırakmak zorunda kaldılar. Pek ilkel silahlarla çarpışmak zorunda kalan bu kuvvetlerin dayandığı tek kuvvet bağımsızlık ve vatan sevgisiydi. Şehirlerini on ay kahramanca savunan Antepliler, maddi olanaksızlıklar yüzünden şehri teslim etmek zorunda kaldılar. Antep halkının gösterdiği bu cesaret ve fedakarlığı takdir eden Türkiye Büyük Millet Meclisi 6 Şubat 1921 tarihindeki toplantısında Antep’e "Gazi"lik unvanını verdi. Fransızlarla yapılan Ankara Antlaşması ile Antep yine Türklere teslim edildi. Güney sınırımız Ankara Antlaşması ile çizilmiştir.

DOĞU CEPHESİ

Rusya’da 1915’de çıkan ihtilal Çarlık rejimine son verdi. Çarlığın yıkılması üzerine Kafkasya’nın güneyinde Erivan, Gümrü, Kars çevresinde bir "Ermeni Devleti" kurulmuştu. Ermeni Devleti’nin başına Türk düşmanı olan "Taşnak Partisi" geçmişti. Ermeniler, Türkiye’nin içinde bulunduğu güç durumdan faydalanarak, büyük bir Ermenistan kurmak istiyorlardı. Mondros Ateşkesi’nden sonra, İtilaf devletlerinden yardım gören Ermeniler sınır boylarında bulunan Türkleri kitle halinde öldürmeğe başladılar. 1920 yılında da Ermeni zulmü dayanılmaz bir hale gelmişti. Büyük Millet Meclisi Hükümeti Doğu bölgesinde seferberlik ilan etti. Meclis Başkanı Mustafa Kemal, 15. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa’yı Doğu Cephesi Komutanlığına atadı. Ermeniler, 18 Haziran 1920 tarihinde saldırıya geçerek Oltu çevresini istila ettiler. Buna karşılık 28 Eylülde saldırıya geçen Türk Ordusu zaferler kazandı. 30 Ekim’de Kars, 7 Kasımda da Gümrü işgal edildi. Ermenilerin barış istemeleri üzerine görüşmeler başladı. 3 Aralık 1920 tarihinde Gümrü Antlaşması imzalandı.

*TBMM, ilk askeri harekatını düzenli ordu birlikleri dağıtılmadığı için doğudan başlatmıştır. 15. kolordu komutanı kazım Karabekir, Ermenilere karşı TBMM’nin ilk askeri zaferini kazanmıştır.

GÜMRÜ ANTLAŞMASI

Tarih: 3 Aralık 1920

Taraflar: Ermeniler-TBMM

Önemi: 1-Ermeniler Kars, Ardahan ve Artvin’i TBMM’ne bırakarak bölgeden çekildiler.

2-Gümrü Antlaşması ile Doğu sınırımız belirlenmiştir.

3-TBMM’nin uluslar arası alandaki ilk siyasi zaferidir.

4-TBMM’yi ve Misak-ı Milli’yi ilk tanıyan devlet Ermenistan’dır.

5-Sevr Antlaşması’nın geçersizliğini ilk kabul eden devlet de Ermenistan’dır.

6-Bu antlaşma ile doğu sınırı güvence altına alınmış ve buradaki birlikler batı cephesine kaydırılmıştır.

*Doğu sınırımız Sakarya Savaşı’ndan sonra imzalanan Kars Antlaşması ile kesinlik kazanmıştır.

 *Batum Antlaşması ile (21 Şubat 1921) Gürcistan sınırı belirlendi. Böylece Misak-ı Milli’nin doğu sınırı çizilmiştir.

YUNAN GENEL TAARRUZU

Askeri hedefi: TBMM’ne lojistik destek sağlayan Kütahya (İnönü)- Eskişehir demiryolunu ele geçirerek Ankara’ya ulaşmak ve TBMM’ni dağıtmaktır.Siyasi hedefi: Ankara’yı ele geçirmek, TBMM’i yönetimine son vermek ve Sevr Antlaşması’nın yürürlüğe girmesini sağlamaktır.

BİRİNCİ İNÖNÜ SAVAŞI (6-10 OCAK 1921)

Sebebi: Ankara’ya ulaşarak milli hareketi yok etmek

Sonuçları:1-Düzenli ordunun ilk savunma savaşıdır.

2-İlk kazanılan savaştır.

3-TBMM’ye halkın güveni artmıştır.

4-Askere gönüllü katılımlar başlamıştır.

I.İNÖNÜ ZAFERİ’NİN DİPLOMATİK BAŞARILARI:

1-LONDRA KONFERANSI

Tarih: 21 Şubat-12 Mart 1921

Taraflar: İtilaf güçleri- Osmanlı Hükumeti, TBMM hükumeti ( İtilaf güçleri iki hükumeti de konferansa çağırarak ayrılık yaratmak istemişlerdir.)

Sonuçları: 1-Sever Antlaşması’nın yumuşatılmış hali kabul edilmemiştir.2-İtilaf devletleri ilk kez TBMM’nin siyasi varlığını tanımışlardır.3-TBMM Misak-ı Milli’yi dünya kamuoyuna duyurmuştur.

2- AFGAN DOSTLUK ANTLAŞMASI (1 MART 1921)

TBMM’ni ilk tanıyan Müslüman devlet Afganistan’dır.

3-MOSKOVA ANTLAŞMASI (16 MART 1921)

Önemi: 1-Rusya, TBMM’ni desteklediğini göstermiştir.2-Antlaşma ile Çarlık Rusyası ve Osmanlı Devleti yok sayılmıştır.3-Rusya, Sevr Antlaşması’nı reddetmiştir.4-Rusya, kapitülasyonları kaldırmayı kabul etmiştir.5-TBMM’yi tanıyan ilk büyük Avrupa devleti Rusya olmuştur.6-Doğu’daki askeri birliklerin batıya kaydırılması bu antlaşma ile mümkün olmuştur.

İKİNCİ İNÖNÜ SAVAŞI (23 MART-1 NİSAN 1921)

Sebebi: 1-Londra Konferansı’nın sonuçsuz kalması2-Yunanlıların savaşı kazanarak İtilaf devletlerinden destek almak istemesi

Sonuçları: 1-Yunanlılar savaşı kaybetmişlerdir.2-Halkın TBMM ve düzenli orduya güveni artmıştır.3-İtalyanlar, Anadolu’da işgal ettikleri yerlerden çekilmişlerdir.4-İlk Fransız-TBMM görüşmeleri başlamıştır.

KÜTAHYA-ESKİŞEHİR SAVAŞLARI (10-24 TEMMUZ 1921)

Sebebi: Yunan ordusunun Afyon-Kütahya hattını geçerek Ankara’ya doğru ilerlemek istemesi

Sonuçları: 1-Düzenli ordunun ilk ve tek yenilgisidir.2-Ordu Sakarya’nın doğusuna çekilmiştir.3-Ankara ve TBMM tehdit altına girmiştir.4-Meclis’in Kayseri’ye taşınması düşünülmüştür.5-M.Kemal, karşıt gruplar tarafından eleştirilmeye başlanmıştır.6-Bu savaştan sonra M.Kemal’e Başkomutanlık unvanı ile Meclis’in tüm yetkileri ( yasama-yürütme-yargı) üç ay süre ile verilmiştir. Bu durum demokratik değildir ama hızlı karar alıp uygulayabilmek için bu gereklidir.7-Bu savaştan sonra Tekalif-i Milliye Emirleri çıkarılmıştır. (Halktan orduya destek vermesi istenmiş, halktan para, mal ve vergi toplanmıştır.Bu durum top yekün seferberliğe bir örnektir.Tekalif-i Milliye Emirleri ile Kurtuluş Savaşı’nın sermayesi oluşturulmuştur.)

SAKARYA SAVAŞI (23 AĞUSTOS-13 EYLÜL 1921)

Sebebi: Türk ordusunun Yunan ilerleyişini kesin olarak durdurmak istemesi

Sonuçları:1-Düzenli ordunun son savunma savaşıdır.2-M.Kemal’in başkomutanlık unvanı ile yaptığı ilk savaştır.3-Yunanlılar yenilmişlerdir.4-21 gün süren savaş dünya tarihinin en uzun süren meydan savaşıdır.5-II.Viyana Kuşatması’ndan sonra (1683) başlayan Türk ordusunun geri çekilmesi bu savaş ile son bulmuştur.6-M.Kemal’e gazilik ve mareşallik unvanı verilmiştir.7-Fransa savaştan çekilmiştir.8-İtilaf devletleri Yunanlılara verdikleri desteği geri çekmişlerdir.

DİPLOMATİK BAŞARILARI

1-KARS ANTLAŞMASI (13 EKİM 1921)

Taraflar: TBMM- Azerbaycan, Gürcistan, Ermenistan

Önemi: Bu antlaşma ile doğu sınırımız kesinlik kazanmıştır.

2-ANKARA ANTLAŞMASI ( 20 EKİM 1921)

Taraflar: TBMM- Fransa

Önemi:1-Türkiye-Suriye sınırı çizilmiştir.2-Suriye, Fransız mandasına bırakılmıştır.3-Hatay Fransız sömürgesi olacaktır. (Hatay, Fransa’ya bırakılarak Misak-ı milli’den ödün verilmiştir.)4-Caber Kalesi, Türk toprağı olarak sayılmıştır. (Ankara Anlaşması’nın 9. maddesine göre: Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Bey’in büyük babası olan Süleyman Şah’ın türbesinin bulunduğu "Caber Kalesi" (Türk mezarı), Türkiye sınırlarından 100 km. kadar uzakta, Suriye toprakları içinde olmasına rağmen, orası Türk toprağı sayılmış, burada asker bulundurmak ve bayrak çekmek hakkı Türkiye’ye verilmiştir.)5-Fransa, Sevr Antlaşması’nın imzaladığı halde onu geçersiz kılan ilk İtilaf devleti olmuştur.6-TBMM ve Misak-ı Milli, Fransa tarafından tanınmıştır.7-Anlaşma ile Türkiye-Fransa’nın savaş hali sona ermiştir.

3-İTİLAF DEVLETLERİNİ BARIŞ ÖNERİLERİ ( 13 EKİM 1921)

*İtilaf devletleri, Sevr Antlaşması’nın değiştirilmiş şeklini TBMM’ye önermişlerdir. Bu önerilerinde kapitülasyonlardan ve Ermeni yurdundan vazgeçmemişlerdir. TBMM, bu önerileri kabul etmemiş ve Anadolu’nun boşaltılmasını istemiştir.

BÜYÜK TAARRUZ VE BAŞKOMUTANLIK MEYDAN SAVAŞI (26 AĞUSTOS- 18 EYLÜL 1922)

Sebebi: İşgalcileri tamamen Anadolu’dan atabilmek*

Taarruz planında ana fikir, düşmanın sağ kanadına saldırarak Ege Denizi ile bağlantısını kesmek ve bir kuşatma meydan savaşıyla düşmanı anayurtta yok etmekti.

Sonuçları: 1-Düzenli ordunun ilk ve tek saldırı savaşıdır.2-Yunan ordusu yenilmiştir.3-Yunanlılar Anadolu’dan tamamen çıkarılmışlardır.4-Bu savaş ile Kurtuluş mücadelemizin savaş safhası sona ermiştir.

BAŞKUMANDANLIK MEYDAN SAVAŞI (30 AĞUSTOS 1922)

*M.Kemal bu savaşta "Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir; ileri!" emrini verdi.

MUDANYA MÜTAREKESİ (11 EKİM 1922)

Taraflar: İtilaf devletleri-TBMM hükumeti

Mudanya Mütarekesi’nin Esasları

1.Bu mukavelenin yürürlüğe girme tarihinden itibaren Türk ve Yunan askeri kuvvetleri arasında savaş bitmiştir.2.On beş gün içinde Yunan ordusu (Edirne dahil) Meriç ırmağının batısına çekilmiş bulunacaktır.3.Boşaltılmanın bitmesinden sonra otuz gün içinde, Doğu Trakya Yunan Hükümeti memurları tarafından İtilaf kuvvetlerine, İtilaf kuvvetleri de Türklere teslim edeceklerdir.4.Barış konferansının sonucuna kadar, Doğu Trakya’da Türkler 8000 jandarma bulunduracaklardır.5.Mütarekenin imzalanmasından sonra İstanbul ve Boğazlar da Büyük Millet Meclisi Hükümeti idaresine bırakılacak, İtilaf kuvvetleri barışın imzasına kadar İstanbul’da kalacaklardır.

Önemi: 1-Bu anlaşma ile Batı Cephesi ndeki savaşlar sona ermiştir. 2- Osmanlı Devleti hukuken sona ermiştir. Çünkü İtilaf devletleri İstanbul ve Boğazları TBMM hükumetine bırakmışlardır.

SALTANATIN KALDIRILMASI ( 1 KASIM 1922)

Sebepleri: 1-Saltanat makamının kişisel egemenliğe dayanması ve ulusal egemenlikle çelişmesi2-İtilaf devletlerinin konferanslara İstanbul hükumeti ile TBMM hükumetini beraber davet etmesi3-Kazanılan zaferler sonucunda imzalanacak anlaşmalardan İstanbul hükumetinin yararlanmasının engellenmek istenmesi

*Saltanat ve halifelik makamı birbirinden ayrılmış ve halifeliğe Abdülmecid Efendi getirilmiştir.

Sonuçları: 1-Osmanlı saltanatı kaldırılınca Osmanlı Devleti fiilen sona ermiştir.2-Laiklik konusunda ilk adım atılmıştır.3-Devlet başkanlığı sorunu ortaya çıkmıştır.

LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASI (24 TEMMUZ 1923)

Lozan Barış Antlaşması ile Türk Kurtuluş Savaşı noktalanmıştır. Türkiye II.Dünya Savaşı’na girmediği için hala geçerli olan tek antlaşmadır.

*Anlaşma ile dünya devletleri Türk Devleti’ni tanımıştır.*Rusya ve Bulgaristan sadece Boğazlar konusunda anlaşmaya dahil olmuşlardır.

*Japonya, Belçika ve Portekiz, ekonomik konularda anlaşmaya dahil olmuşlardır.

*Boğazlar ve kapitülasyonlar üzerinde uzun süren tartışmalardan sonra karar verilebilmiştir.

Antlaşma ana hatları ile şöyledir:

SINIRLAR:

YUNAN SINIRI : Trakya’daki sınırımız, Meriç Nehri’nin Talveg (nehrin en derin geçtiği farz edilen hat) çizgisi olarak benimsenmiştir. Karaağaç savaş tazminatı olarak Türkiye’ye verilmiştir.

SURİYE SINIRI : 30 Ekim 1921 tarihli Ankara Antlaşması’nda tespit edilen sınır benimsenmiştir.

 IRAK SINIRI : Lozan Antlaşması’nda çözümlenememiştir.Türkiye ile Irak’ın mandater devleti olarak İngiltere arasında yapılacak ikili görüşmelerle çözümlenmesi, eğer bu mümkün olmazsa sorunun Milletler Cemiyeti Genel Kurulunda görüşülmesi esasa bağlanmıştır. Türkiye ile İngiltere arasında yapılan görüşmelerle çözüme kavuşturulamayınca sorun Milletler Cemiyeti’ne intikal etmiş, Milletler Cemiyeti Daimi Adalet Divanı’nın kararı sonucu Musul-Kerkük ve Süleymaniye Irak’a bırakılmıştır. 1926 yılında Türkiye ile İngiltere arasında yapılan Ankara Antlaşması ile Türkiye Musul-Kerkük ve Süleymaniye’deki iddiasından Musul Petrolleri gelirinin % 10’u her yıl Türkiye’ye verilmek şartıyla vazgeçmiştir.

AZINLIKLAR:

AZINLIK : Rum, Ermeni ve Yahudiler Azınlık olarak tanımlanmıştır.

HUKUK : Azınlıkların kendi cemaat hukuklarının geçerli olduğu belirtilmiştir. (1926 yılında Laik nitelikli Medeni Kanun kabul edilince bu ayrıcalık ortadan kalkmıştır.)

EĞİTİM : Azınlıklara kendi eğitim kurumlarını kurup işletme hakkı tanınmıştır. (Türkiye, 3 Mart 1924 tarihinde kabul ettiği “Tevhid-i Tedrisat Kanunu” ile azınlık okulları, planlama, uygulama ve denetim açısından Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlamıştır.)

DİN : Azınlıklara Türk kanunlarına aykırı olmamak şartıyla her türlü dinsel özgürlük tanınmıştır.

PATRİKHANE: Fener Rum Patriği’nin sadece Türkiye’de (İstanbul’da) bulunan Rum Ortodoks kiliselerinin dini lideri olduğu belirtilmiştir. Patriğin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ve nüfus değişimine tabi olmayan Rumlar arasından seçilmesi esası getirilmiştir.

KAPİTÜLASTONLAR: Lozan Barış Antlaşması hükümlerine göre her türlü kapitülasyon kaldırılmıştır.

DEVLET BORÇLARI: Osmanlı Devleti’nden ayrılan diğer devletlere de paylaştırılmış ve altın yerine kağıt Fransız Frangı üzerinden taksitle ödenmesi kararlaştırılmıştır.

ADALAR: Bozcaada, Gökçeada ve üç mil içindeki Ege adaları Türkiye’ye bırakılmıştır. (Osmanlı Devleti Uşi Antlaşması ile Oniki Ada’yı İtalya’ya, Atina Antlaşması ile diğer Ege adalarını Yunanistan’a bırakmıştır.)

BOĞAZLAR: Boğazlar askersizleştirildi. Uluslararası bir Boğazlar Komisyonu oluşturularak geçişe ilişkin kurallar koyma ve uygulama yetkisi bu komisyona verildi.

NÜFUS DEĞİŞİMİ: Batı Trakya’daki Türkler ve İstanbul’daki Rumlar hariç, Yunanistan’daki Türkler ile Türkiye’deki Rumların karşılıklı olarak değiştirilmesi kararlaştırılmıştır.

YABANCI OKULLAR: Lozan Antlaşması’nda görüşüldüğü halde çözümlenememiştir. (Türkiye, 3 Mart 1924 tarihinde kabul ettiği “Tevhid-i Tedrisat Kanunu” ile yabancı okulları, planlama, uygulama ve denetim açısından Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlamıştır. Bu kuralları kabul etmeyen okullar kapatılmıştır.)