YAZ / ELVEDA ADAMIM

ELVEDA ADAMIM

Vedaların en masumudur sevgiyle uğurlanmak.
Mahkemede ilk kez korktum gözlerine bakmaya, kaldıramadım kafamı, titredi ellerim, yüreğim, acıdı her yanım.
Bu neyin kanaması? Bu neyin cezası Ya Rab!!!
Bu kadar zor mu yeniden merhabalar, bu kadar basit mi bu vedalar?
Acıları dindirmek için mi, yoksa sonsuz ayrılığa merhaba mıydı bu son vedalar?
Hiç kapanır mı acıların üzeri vedalarla?
Sevgili dediğin hiç ayrılır mı? Adı sevda bunun ayrılığa satılır mı?
Gider miydi seven böyle zamansız ve böyle anlamsız.
Aşkın taze yara şuramda; kanıyor, acıtıyor yüreğimi, dağlıyor göğüs kafesimi;
incitiyor bu gidiş benliğimi.
Rüzgarların yönü değişti, fırtınaya döndü esintiler, durgun denizler bile coştu,
kamçılarcasına gönlümü vurdu geçti dalgalar.
Kasırgalarda kaldı yaz çiçeklerim, çiğdemler zamansız açtı ıssız kaya diplerinde.
Bak papatyalar boyun büktü, güller anlamını kaybetti, bülbüller figan etti.
Her şey anlamını kaybetti birer birer, göçtü gitti buralardan aşk zamanlı zamansız.
Nefret bulutları kapladı mavi gökyüzünü, içimdeki kasırgalara yenik düştü vedanın masum hüznü.
Mektuplarını yakmak istedi ellerim, gözlerim oymak istedi bana bakan gözlerini, koparmak istedim dilini, duymamak için sözlerini.
Aşina olduğum yüzün kayboldu ilk kez gözlerimin önünden.
Ne varlığını hissedebildim, ne yokluğun acıttı ilk kez!
Düşünmemek için seni saniyelerimi dondurdum, beynimi yaşlandırdım, kalbimi durdurdum.
Teraziye koydum sensizliği ve geleceğimi.
Seni kaybederken kendimi kazanmak istedim. Hafif geldi geleceğime senli geçmişim.
Bembeyaz bir gelinlik var karşımda, gelini benim; ama damadı sen değilsin.
Hayalini bile kuramaz oldum, silindi belleğimden geçmişim.
Silindi sevgilinin gece ayazındaki gülüşleri..
Sevgilinin saçları tirinam namı….
Bana ait olmayan; ama senle aynı heyecanı taşıyan bir yabancıyla söylemek istedim bu gece…
İlk kez sana karşı hiç bir şey yok yüreğimde,
Ne nefret, ne aşk, ne de bir tutam tebessüm senden kalan.
Tek acı vardı, o da çekti gitti benden.
Senden sonra hiç bir acı yüreğimi yakmadı, hiç bir keder kurumuş gözlerimi ağlatmadı.
Ne oldu göz yaşlarıma? Buruk bir acıyı, sancıyı da mı çok gördü hayat.
Bak sensizliği kabullendi yüreğim.
Bu gece gözlerime bakamıyorum aynada.
Rengini bilmediğin gözlerimin mavisi de çekip gitti benden, seni, sensizliğe uğurlarken.
Sen son darbeni de bu gün vurdun yüreğime.
Ellerimi kelepçelere, yüreğimi özgürlük prangalarına bırakırken bile vedaların en hainini ettin bana…
Hadi yüreğim! al intikamını! sıra sende dercesine,
Yüreğim yine ayaklar altında.
Serdin en acı cümlelerini ve aldırdın masum gönlümü 1 metrekarelik kirli baş örtüsünün ayaklarının altına…
Vedaların en acımasızını bile, yine sen sundun gönlüme.
Unutmak dileği ile kapatıyorum kalbimi bütün dünyaya,
Alışmaya çalışıyorum artık bu son gidişe.
Elveda yarım kalmışlığım, elveda yüreğim, elveda aşklarım, günahlarım,

ELVEDA ADAMIM…

Ayşe Tulun, 13 Ekim 2005