İ T/ HZ. YUNUS (A.S)

     HZ. YUNUS (A.S)

 Adi Kuran’da adı geçen peygamberlerden biri.
Soyu, Bünyamin vasıtasıyla Hz.Yakup’a ve onun vasıtasıyla de Hz. İbrahim’e dayanmaktadır. Bazı alimlerin naklettiğine göre, Hz. İsa annesinin adıyla İsa b. Meryem diye anıldığı gibi, Hz.Yunus da annesinin adıyla Yunus b. Matta diye anılmaktadır. Buhârî’nin verdiği bilgiye göre ise, bu görüş yanlıştır. Aslında Matta, Hz.Yunus’un annesinin değil, babasının adıdır. Yani Hz.Yunus, Yûnûs b. Matta diye anılınca, babasının adıyla anılmış olur.
Hz.Yunus’un, Hz.Yakup’un torunlarından olduğu, Kuran’da şöyle haber verilmiştir:
"Nûh’a ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettiğimiz gibi, sana da vahyettik. Nitekim İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakup’a, torunlarına, İsa’ya, Eyyûb’a, Yunus’a, Harun’a, Süleyman’a da vahyetmiş ve Davud’a da Zebûr’u vermiştik" (Nisâ, 4/163).
Bu ayette ifade edildiği gibi Hz.İsa, Hz.Eyyûb, Hz.Harun ve Hz.Süleyman da Hz.Yunus ile aynı soydan, Hz.Yakup’un torunlarındandırlar.
Hz.Yunus’un nüfusu yüz bini aşkın bir şehrin halkına uyarıcı ve tevhide çağrıcı bir peygamber olarak gönderildiği, Kuran’da şöyle geçmektedir:
"Ve onu yüz bin insana, ya da daha fazla olanlara peygamber gönderdik" (Saffat, 37/147).
O’nun peygamber olarak gönderildiği bu yerin Ninova şehri olduğu nakledilmiştir. Ninova şehri, Dicle nehrinin kıyısında, şimdiki Musul’un yerinde bulunmaktaydı. Bu beldenin insanları küfrün içinde bulunuyorlardı ve putlara tapmakta idiler. Hz.Yunus onları küfürden ve putperestlikten nehyetmek, bir de onlara, küfürlerinden dolayı tövbe etmelerini, Yüce Allah’ın varlığına ve birliğine inanmalarını emretmek üzere gönderilmişti.
Hz. Yunus’un adı, Kuran’ın çeşitli yerlerinde geçmekle beraber, Kuran’daki surelerden birine isim olarak verilmiştir. Kur’an’ın onuncu suresinin adi, Yunus suresidir.
Hz. Yunus milletini otuz üç yıl Allah’a iman etmeye, küfürden kurtulmaya davet etti, tebliğde bulundu ve peygamberlik vazifesini yerine getirdi. Ancak sadece iki kişi ona iman etti.
Milletinin bu şekilde küfürde direnmesi ve imana gelmemesi, Hz.Yunus’un zoruna gitti. Yüce Allah onun bu kızgınlığını ve bunun neticesinde milletini terketmeye kalkışmasını söyle haber vermiştir:
"Zünnûn (Yunus)’a gelince, o, öf keli bir halde geçip gitmişti. Bizim kendisini asla sıkıştırmayacağımızı zannetmişti. Nihayet karanlıklar içinde; "Senden başka hiç bir ilâh yoktur. Seni tenzih ederim. Gerçekten ben zalimlerden oldum!" diye niyaz etti." (Enbiyâ, 21/87).
Bu ayette Hz. Yunus’tan Zünnûn diye bahsedilmiştir. Zünnûn, balık sahibi demektir. Kur’an’ın başka bir yerinde de, Hz. Yunus bu lakapla anılmıştır:
"Sen Rabbinin hükmünü sabırla bekle. Balık sahibi (Yunus) gibi olma. Hani, o dertli dertli Rabbine niyaz etmişti" (Kalem, 68/48).
Hem bu ayette hem de yukarıdaki ayette Hz.Yunus’un sabretmemesine, Allah’ın emri olmadan milletini terketmeye kalkışmasına işaret edilmiştir. Onun bu hali üzerine, Yüce Allah şöyle buyurmuştu:
"O halde, peygamberlerden azim sahibi olanların sabrettiği gibi sen de sabret" (Ahkâf, 46/35).
Allah’ın müsaadesi olmadan Hz.Yunus’un ayrılmaya kalkışması, iyi netice vermemişti. Ninova’dan ayrılmak için bir gemiye binmişti. Geminin batmaya yüz tutması üzerine, hafiflemesi için yolculardan birinin suya atılması gerekti. Kimin suya atılacağını tespit için kur’a çekildi ve kur’a Hz.Yunus’a isabet etti. Bu durum Kuran’da şöyle haber verilmiştir:
"Gemide onlarla karşılıklı kur’a çektiler de yenilenlerden oldu" (Saffat, 37/141).
İşin daha acısı, Hz.Yunus denize atıldıktan sonra bir balık onu yutmuştu. Yüce Allah Kuran’da onun bu durumunu şöyle haber vermiştir:
"Yunus, (Rabbinden izinsiz olarak kavminden ayrıldığı için) kendisi kötülüklerken, onu bir balık yuttu" (Saffat, 37/142).
Burada Hz.Yunus hatasını anlamış ve nefsini kınamaya başlamıştı. Balığın karnındaki karanlıklarda:
"Senden başka ilâh yoktur. Sen eksikliklerden uzaksın, yücesin. Ben zalimlerden oldum!" (Enbiyâ, 21/87) diye dua etmeye ve Allah’a yalvarmaya başladı. Bu şekilde imân ve inançla Allah’a sığınması neticesinde, Yüce Allah onu affetmişti. Hz.Yunus’un duasının kabul edildiği ve Allah tarafından bağışlandığı, Kuran’da şöyle dile getirilmiştir:
"Biz de onun duasını kabul ettik ve onu tasadan kurtardık. İşte biz, insanları böyle kurtarırız" (Enbiyâ, 21/88). "Eğer tesbih edenlerden olmasaydı, (insanların) yeniden diriltilecekleri güne kadar onun karnında kalırdı" (Saffat, 37/143, 144).
Gücü her şeye yeten Yüce Allah, balığın karnındaki Hz. Yunus’u öldürmedi. Bir süre sonra balık onu ağzı ile sahile bırakmıştı. Onun kurtuluş ve daha sonraki hali, Kuran’da şöyle haber verilmiştir:
"(Ama balığın karnında bizi andı, tesbih etti), biz de onu hasta bir halde ağaçsız, boş bir yere attık ve üzerine (gölge yapması için) kabak türünden bir ağaç bitirdik" (Saffat, 37/145, 146).
Hz.Yunus’un Allah tarafından affedilmesi ve büyük bir tehlikeden kurtarılması, Kur’an’ın başka bir yerinde dile getirilmiştir:
"Sen Rabb’inin hükmüne sabret, balık sahibi (Yunus) gibi olma. Hani o, sıkıntıdan yutkunarak (Allah’a) seslenmişti. Eğer Rabb’inden ona bir nimet yetişmeseydi, yerilerek çıplak bir yere atılırdı. Fakat (böyle olmadı), Rabb’i onun duasını kabul etti de onu salihlerden kıldı" (Kalem, 68/8, 49, 50).
Hz.Yunus’u bu sıkıntılardan kurtaran Yüce Allah, onun milletine de neticede hidayeti nasip etti. Onlar da sonunda Allah’a imân edip tevhide sarıldılar. Onların tövbe edip hakka dönüşlerini ifade eden ayetin meali şöyledir:
"İnandılar, biz de onları bir süreye kadar geçindirdik" (Saffat, 37/148).
Hz.Yunus’un milletinin bu şekilde tövbe etmeleri, küfürden dönüp Allah’a inanmaları, Allah tarafından övülmüş, methedilmiştir:
"Keşke (azabı gördükten sonra) inanıp da, inanması kendisine fayda veren bir memleket olsaydı! (Azabı gördükten sonra inanmak, hiç bir memlekete yarar sağlamamıştır). Yalnız Yunus’un kavmi, (azap henüz inmeden önce) inanınca, dünya hayatında onlardan rezillik azabını kaldırmış ve onları bir süre daha yaşatmıştık" (Yunus, 10/98).
Hz. Yunus’un faziletli bir insan olduğu, Yüce Allah tarafından şöyle haber verilmiştir:
"İsmail, el-Yesa’, Yunus ve Lut’a da (yol gösterdik). Hepsi iyilerden idiler" (En’âm, 6/86).
Hz. Muhammed (s.a.v) de onu şöyle övmüştür:
"Her kim ben Yunus b. Matta’dan hayırlıyım derse, yalan söylemiştir."
Hz.Yunus da, diğer peygamberler gibi, insanları küfrün şerrinden nehyetmiş ve Allah’a iman etmeye davet etmiştir. İnanan insanlar için, onun hayatından alınacak çeşitli ibretler vardır.

Kaynak: www.gezgin.net