Ans/ L/ LEVEND

LEVEND

Delikanlı, boylu-boslu, yakışıklı, yiğit, çevik gibi anlamlara gelen ve çoğulu Levendat olan kelime, bir çeşit kara ve deniz askerlerini ifade eder.

Bunlar, Donanma ve Kara levendleri olmak üzere ikiye ayrılırlar:

Donanma Levendleri:

Derya Kalemine bağlı Sancaklarda yerli kulu askerlerine verilen addır. Bunlarda Levend-i Türki, Levend-i Rumi olmak üzere ikiye ayrılırlardı. Bu levendler donanma hizmetine İnebahtı Savaşı’ndan sonra girmişlerdir. Derya sancak beylerinin emrinde sefere çıkarlardı. Bunlar tımarlı deniz askeri olup, donanmada yaya askeri olarak kullanılırdı. Kılıç, mızrak, uzun namlulu tüfek ve tabanca taşırlardı. Rum Levendleri ise daha çok, kürekli çektirilerde görev alırlardı. Levendlerin komutanına "Şeh Levend" denilirdi. Kıdemlerine göre "çektiri, firkate, kalyon levendi" adını taşırlar, içlerinde en kıdemlisi de, kıç kasarada görev yaptığı için "kıç levendi" adını taşırdı.

Türk ve Rum levendlerinin kıyafetleri farklı idi. Türkler genellikle başlarına kırmızı barata, sırtlarına kollu, beyaz gömlek üzerine kırmızı cepken, ayaklarına mavi renkte kısa şalvar ile yemeni giyer, sarı kuşak sararlardı. Rum levendleri de, mavi sarık ve kuşak ile yeşil cepken ve kısa şalvar giyerlerdi. XVII. yüzyılda Rum levendleri dağıldıktan sonra, levendler, kalyoncu adını aldılar ve Osmanlı donanmasının görevli askerleri haline geldiler.

Donanmanın her yıl seferden dönüşünde yoklamaya tabi tutulurlar, sefere katılmayanların kayıtları silinerek maaşları kesilirdi. Bunlardan İstanbul’da oturanlara "Yerli Levendler" denirdi. Subayları "Levend Ağası" unvanını taşır, bunların amiri "Baş Ağa" unvanıyla anılırdı.

Kara Levendleri:

Osmanlılarda XVI. yüzyıldan itibaren aylak, boş gezen, eşkıya takımından meydana gelen bir de Kara levendleri vardı. Bunlar donanma levendlerinin açıkta kalmaları üzerine Anadolu’da eyalet ve sancaklarda hizmet almaları ile "Atlı Levend" veya "Levend Süvarisi" yahut "Kapılı Levend" adı ile yeni bir askeri sınıf meydana getirmişlerdi. Görev bulamayanlar da başıboş, serseri oldukları, eşkıyalık yaptıkları için bunlara da "Kapısız" yahut "Kara hırsız levend" denildiği bilinmektedir.

XVI. yüzyılda Kara levendlerinin doğuşundaki sosyal sebeplerin başında, Anadolu’da toplanan nüfus fazlalığı gelmekteydi. Zengin devlet memurlarına ve büyük tüccarlara ağır faizlerle borçlanan, zamanla borcunu ödeyemeyen çiftçiler topraklarını ellerinden kaptırıyorlar veya yerlerini terk ederek işsiz, güçsüz, aylak bir takım meydana getiriyorlardı ki bunlara "levendat" da deniyordu.

Levendlerin toplanıp ayaklanmaları Konya Savaşı’ndan sonra kendini gösterir. Bu savaşta yenilgiye uğrayan levendler, bazı bölgelerde eşkıyalık hareketlerine girişmişlerdi. Levendlerin haramilik denilen bu hareketlerini önlemek için Sultan Kanuni Süleyman’ın silahları toplatma çabası fayda vermemişti. III. Murad eli silah tutan reayayı Levend bölükleri olarak teşkilatlandırdı. Fakat bunlar maaş almadıklarından yine bir soyguncu olarak kaldılar. 1578 yılında Lala Mustafa Paşa İran seferine çıktığı zaman orduya katılmayan levendler, işten uzaklaştırılmış ve kaçak hükumet mensuplarının başkanlığında toplanarak ilk levend bölüklerini meydana getirmişlerdi.

XVII. yüzyılda Anadolu, levend adını alan bu kimselerin çeşitli davranışlarına sahne olmuştur.

1595’de III. Mehmed, Eğri seferine çıkmadan önce yeni bir devlet fermanı yayınladı ve kapılı, kapısız denilen levend eşkıyasına karşı halkın yiğitbaşılar komutasında "il-erleri" meydana getirmelerine izin verdi. Fakat Anadolu’da ve Rumeli’de kapılı, kapısız, beylik veya hırsız levendlerin halka ve köylere yaptıkları zulmün önü alınamadı. Bu yüzden 1688 tarihinde levendlerin görüldükleri yerde öldürülmelerine karar verildi. Bu tedbirler de bir sonuç vermeyince 1699’da yayınlanan bir fermanla, kapılı levendlerin kaldırılıp yerine "beşli tüfekçi" ve "deli" yazılması istenildi. 1723 yılında İran seferinin başlamasıyla levendlerin eşkıyalık hareketleri yeniden ortaya çıktı. 1776’da da bir fermanla varlıkları kesin olarak ortadan kaldırıldı.