Ans/D/ DAYI

DAYI

Tunus’un Osmanlılar yönetiminde bulunduğu dönemlerde memleketin başındaki yöneticiye verilen addır.

Tunus’ta Barbaros Hayreddin Paşa ile başlayan Osmanlı yönetimi Yemen fatihi adı ile bilinen Sinan Paşa ile tamamlanmıştır. Ülkenin Osmanlıya bağlılığı temin edildikten sonra yönetimi "divan" adıyla bilinen kurula bırakıldı. Bu meclis, kendi üyelerinden birini "Dayı" adıyla başkan seçip yönetime getirirdi.

İstanbul’dan gönderilen valilerin biçimsel bir görevi vardı. Bunlar sadece padişahın temsilcisi sıfatıyla konaklarında otururlardı. Dayılık eski Türklerdeki "Alp"lik gibi çok güç elde edilir bir sıfat ve bir şerefti. Alpler, okla gökteki kartalı düşürüp tüylerini börklerine takmak, kılıçla pars tepeleyip kuyruğunu bileğine dolamak gibi işler başardıktan sonra o sıfatı alabildikleri gibi dayılar da Akdeniz’in boralarını, fırtınalarını, ışıksız gecelerini kendi iradelerine boyun eğdirdikten ve adlarını o denizin dalgaları üzerinde yürüte yürüte İspanyollara, Venediklilere, Cenevizlilere, Maltalılara, Fransızlara, İngilizlere ve Felemenklilere tanıttıktan sonra bu lakabı alırlardı.

Yine onlar, döğüşecek düşman bulamayınca kendi aralarında boğuşmayı severlerdi. Bundan dolayı özellikle son zamanlarında devamlı bir kargaşa içinde yaşarlardı. Bununla beraber 1570 yılından 1720 yılma kadar Tunus Dayılar diyarı olarak Akdeniz siyaseti ve ticareti üzerinde etkili olmuştur.

Sonraları valiler, dayılara hakim olmak fırsatını buldular ve dayılığı ortadan kaldırdılar. Dayılarla mücadele yolunu açan vali Cezayirli Ramazan Bey’dir.

Dayılık tarihini kapayan da Ali Beyzade Hüseyin Paşa’dır. Hüseyin Paşa, valiliğin babadan oğula geçmesi usulünü de Tunus’ta tesis etmiştir. Dayılık, Tunus’ta olduğu gibi Cezayir’de de bir ihtilal sonunda meydana çıkmıştır. 1671 yılında ağaların keyfi idaresinden bıkan başkanlardan birini dayı adı ve hayat boyu yönetmek şartıyla yönetime geçirdiler.