Ans/A/ AHMED VEFİK PASA

AHMED VEFİK PASA (1823-1891)

Osmanlı fikir ve devlet adamı.

İstanbul’da doğdu. Hariciye Nezareti memurlarından Ruhittin Efendi’nin oğludur. İlk öğrenimini tamamladıktan sonra babasının Paris elçiliğinde görev alması üzerine Paris’e giderek (1834) orada üç yıl kadar kalmış ve öğrenimine Saint-Louis lisesinde devam etmiştir. İstanbul’a gelince Hariciye Nezareti Tercüme Odası’na girmiş ve birkaç yıl orada çalıştıktan sonra sürekli veya geçici görevlerle yurt dışına çıkmıştır. Böylelikle Londra’da ve Sırbistan’da bulunmuş; çalışkanlığı ve bilgisi ile dikkati çekmiştir. 1847’de Tercüme Odası baştercümanlığına getirilmiş ve Devlet Salnamesi’nin düzenlenmesi işi de kendisine verilmiştir. 1848’de Memleketeyn fevkalade komiserliğine, 1851’de Encümen-i Daniş üyeliğine ve birkaç ay sonra da Tahran elçiliğine atanmıştır. 1854’de Meclis-i Vala-yı Ahkam-ı Adliye üyeliğine seçilen paşa, 1857’de Deavi Nazırlığı’na, 1860’da Paris elçiliğine, 1861’de Evkaf Nazırlığı’na, 1862’de Darülfünun hikmet-i tarih öğretmenliğine ve birkaç ay sonra da Anadolu müfettişliğine getirilmiştir.

Mahmud Nedim Paşa’nınm sadareti sırasında sadaret müsteşarlığında, Maarif Nazırlığı’nda ve Danıştay üyeliğinde bulunmuşsa da, 1873’de görevine son verilmiştir.

Bundan iki yıl sonra Petersburg Bilim Akademisi’ne muhabir üye ve 1877’de de ilk Meclis-i Meb’usan’a başkan olarak seçilmiş, aynı yıl vezir rütbesini alarak bir müddet Meclis-i Ayan üyeliğinde ve Edirne valiliğinde bulunduktan sonra, başvekilliğe atanmıştır (1878). Fakat aradan üç ay geçmeden bu görev de üzerinden alınmış ve on ay sonra valilikle Bursa’ya gönderilmiştir (1879). Bu görevi sırasında yeniden başvekilliğe getirilmişse de (1882), bu sefer ancak üç gün kaldıktan sonra ayrılmıştır. Bundan sonra siyasi hayattan çekilerek bilimsel çalışmalarla uğraşmış 2 Nisan 1891’de ölmüştür.

Son devir Türk edebiyatında "Moliere mütercimi" adiyle de anılan Ahmed Vefik Paşa, zamanına göre, çeşitli yönlerden dikkate değer bir kişidir. Moliere’- den yaptığı çevirmelerle adaptasyonların bir kısmı manzum, bir kısmı mensurdur. Bununla beraber Vefik Paşa’nın üslubu oldukça bozuktur. Bu hal, öteki eserlerinde daha çok dikkati çeker. Sayılan on altıyı bulan Moliere çevirmeleri eski harflerle değişik tarihlerde basıldığı gibi, Kanaat Kitabevi tarafından da hepsi bir arada ve dört cilt halinde ayrıca yayımlanmıştır (1933). Ahmed Vefik Paşa’nın Fransız edebiyatından yaptığı başka tercümeler de vardır.

Bunlar Voltaire’den Hikaye-i Hikemiye-i Mikromega (1871), Fenelon’dan Telemak (1881), Le Sage’dan Cil Blas dö Santillani’nin Sergüzeşti (1886) ve V. Hugo’dan Ernani tercümeleridir.

Ahmed Vefik Paşa’nın bir bilgin görüşü ile dil üzerindeki çalışmaları, tiyatro çalışmalarıyla hemen hemen aynı zamana rastlar. Dil anlayışı bakımından çağdaşlarından ileri bir durumdadır. Lehçe-i Osmani (1876, 1888, 1889)’si ile bu çalışmalarının sonucunu vermek istemiştir.

Ahmed Vefik Paşa’nm tercüme ve dil alanlarından başka tarih alanında da dikkate değer gayretleri vardır. Darülfünun’da hikmet-i tarih okuttuğu sıra-larda, dersine ait notlarını, Tasvir-i Efkar’da tefrika suretiyle yayımlamıştır (1863). Bir yıl sonra Ebülgazi Bahadır Han’ın eserini Şecere-i Evşal-i Türkiyye adı ile Osmanlı diyaleğine çevirmiş ve Fezleke-i Tarih-i Osmani adı ile bir de okul kitabı yazmıştır (1869). Hikmet-i Tarih notları ise, bizde İbni Haldun Mukaddemesi’nden sonra, bu konu üzerinde Batı fikir adamlarından da faydalanılarak yazılmış değerli bir eserdir.