O T/ SAN/TEZHİP

TEZHİP

Arapça’da altınlama manasına gelen tezhip sözü yalnız altın yaldızla işlenen işleri ifade etmez. Boyalarla yapılan ince kitap süslemesine de denir.
Selçuk Türklerinde hayli ilerlemiş olan bu sanat onlardan Osmanlı Türklerine geçmiş ve 17. asırda en yüksek derecesine ulaşmıştır.
Matbaanın Türkiye’de 1729 senesinde İbrahim Müteferrika tarafından tatbikatına kadar bütün önemli el yazmaları tezhiplenirdi. Bu tarihten sonra bu sanat yavaş yavaş yok olmuştur.
Tezhipte kullanılacak altın yaldızı hazırlamak epeyce güçtür. Önce küçük bir altın parçası alınarak çekiçle dövülerek yassılaştırıldıktan sonra haddeden geçirilmek suretiyle bir milimetre kadar incelikte bir levha ve şerit haline konur. Daha sonra bu şerit çeşitli işlemlerden geçirildikten sonra tezhibe hazır hale getirilir.
Osmanlılarda tezhip sanatçılarına müzehhip adı verilirdi.

Osmanlılardaki ünlü tezhipçiler:

Ahmed b. İlyas, Karamemi ve Kambur lakablı Mehmet Çelebi, Hasan Çelebi, Yusuf Mısri, Bursalı Hezarfen, Haydarpaşalı İbrahim Çelebi, Ali Üsküdari, Çakeri, Üstad Ahmed ve kardeşi Ata, Hasan Karamani, Lalelili Şakir, Hacı Hasan Salih, Tevfik Efendi, Nurettin Efendi, Hakkı Bey