O T/ PA/ IV. MURAD

 

IV. MURAD (1612 – 1640)

Osmanlı Hanedanı’ndan on yedinci padişah.

Babası Sultan I. Ahmed, annesi Kösem Mahpeyker Sultan’dır. İstanbul’da İstavroz has bahçesi köşkünde doğdu. Sultan IV Murad, annesi Kösem Mahpeyker Sultan’ın saltanat naibeliği altında, 10 Eylül 1623 günü, amcası I. Mustafa’nın yerine, Osmanlı tahtına çıktı. Kısa bir süre sonra, 12 Aralık 1624’te Osmanlı – İran savaşı başladı. 3 Nisan 1624’te de sadrazam Kemankeş Kara Ali Paşa idam edildi ve yerine Çerkeş Mehmed Paşa, sadrazam oldu. 28 Mayısta Üsküdar’da ordugahına geçen Çerkeş Mehmed Paşa, 17 Haziranda Üsküdar’dan hareket etti. Önce Abaza’nın ayaklanmasını bastıracak, sonra Bağdad’ı Safevilerden geri alacaktı. Bu işlerin ikisini de başaramadı.

Bunun üzerine Kösem Valide Sultan, mührü Damad Müezzinzade Hafız Ahmed Paşa’ya verdi (8 Şubat 1625).

1625 ve 1626 yılları, İran savaşlarıyla geçti. Bizzat Safevi ordusuna kumanda eden Şah Abbas’a karşı Hafız Ahmed Paşa başarılı olamadı. Bağdad kuşatmasını kaldırmaya mecbur oldu. Bunun üzerine 1 Aralık 1626’da azledildi.

Damad Halil Paşa tekrar sadarete getirildi. Halil Paşa’ya, yeniden ortaya çıkan Abaza meselesini halletmek görevi verildi.

Halil Paşa, 12 Eylül 1627’de Erzurum önlerine geldi. Abaza kaleye kapandı. 15 Ekimden 25 Kasıma kadar 41 gün Erzurum Kalesi’ni kuşatan Halil Paşa, kaleyi düşüremedi. Muhasarayı kaldırtan sadrazam, 24 günde Erzurum’dan Tokat’a geldi. Ordu, Tokat’ta kışlayacaktı. Ancak, Tokat’a geldikten sonra Halil Paşa, Abaza meselesini halletmediğinden dolayı azledildi.

Genç Hüsrev Paşa, sadrazam ve serdar-ı ekrem oldu.

Yeni sadrazam Hüsrev Paşa 6 Eylül 1628’de Erzurum Kalesi’ni kuşattı. Kandırılan Abazalar sadrazamın ordusuna katılmaya başladılar. Abaza Mehmed Paşa için ümit yolları kapandı. Ancak 14 gün muhasaraya dayanabildi. 22 Eylülde affedilip, İstanbul’a gönderilmesi şartıyla teslim olacağını bildirdi. Hüsrev Paşa, teslim şartlarını kabul etti. Bu suretle 6 yıl devam eden Abaza meselesi sona erdi.

IV. Murad Abaza Mehmed Paşa’yı Bosna beylerbeyi yaptı.

Hüsrev Paşa, 9 Temmuz 1629’da Ordu-yu Hümayun ile Üsküdar’dan İran seferine hareket etti.

Hüsrev Paşa, Bağdad’ı alamadı. Bunun üzerine 25 Ekim 1631’de azledildi. Hafız Ahmed Paşa, tekrar sadrazam oldu.

10 Şubat 1623’de İstanbul’da gösteriler başladı. Devlet için küçük ölçüde bir gaile olan bu ihtilal, Hüsrev Paşa’nın adamlarından Damad vezir Topal Recep Paşa tarafından düzenlenmişti. Ayaklananların bahanesi, IV. Murad’ın Hüsrev Paşa’nın katlini emretmiş olmasıydı; gayeleri ise padişahı yanlış yola sürüklediklerini iddia ettikleri 17 devlet adamının katli idi. IV. Murad’ın buna yanaşmayacağını anlayan asiler, 10 Şubat günü saray kapılarına dayandılar ve padişahtan yüz yüze görüşme istediler. 19 yaşındaki IV. Murad asilerin karşısına çıktı. "On yedi muteber erkan-ı devleti bize ver, pareleyelim" diyen asilerin tek tek söz söylemeyip bağrıştıklarını gören IV. Murad, kızarak içeri girdi. Bunun üzerine zorbalar, Veliaht Süleyman’ın lehine nümayiş yaptılar.

Zorba başı olan Topal Recep Paşa sadrazam oldu. Saklanmış olan şeyhülislam Yahya Efendi’nin yerine Ahizade Hüseyin Efendi meşihat makamına geçti.

Diğer taraftan Diyarbakır beylerbeyi Mustafa Paşa, aldığı emirle Hüsrev Paşa’nın sığındığı konağı topa tutturdu. Karşı koyamayacağını anlayan Hüsrev Paşa teslim oldu. Konağa gelen cellatlar tarafından başı kesildi. Kesik baş, 11 Mart 1632 günü İstanbul’a getirilip sarayın önünde teşhir olundu.

Bu arada sadarete getirilen Damad Topal Recep Paşa 18 Mayıs 1632 sabahı IV. Murad’m emriyle öldürüldü. Tabanıyassı Mehmed Paşa sadrazam oldu. Ancak zorbalar, tamamen sinmediler. 21 gün sonra, padişahın ellerine geçmiş olan devlet idaresini ondan almak için yeni bir teşebbüste daha bulundular.

Zorbalar, 8 Haziran sabahı Atmeydanı’nda toplandılar. Ele geçirdikleri görevlerin beratlarını istiyorlardı. Bunun üzerine IV. Murad, Divan’ı ve ulemayı fevkalade bir toplantıya çağırdı. Yeniçeri ve sipahi ağalarını çağırttı. Emirlerinden kıl payı dışarı çıkmayacaklarına Kur’an üzerine yemin ettirdi. Bu yemini zabta geçirtip imzalattı. Ağalar, içlerindeki zorbaları teslim edeceklerini ve aralarında barındırmayacaklarını yeminle teyid ettiler.

IV. Murad’ın gerçek saltanatı bundan sonra başlar. Bugüne kadar geçen müddet, Kösem Mahpeyker Valide Sultan’ın naibeliği ve gerçekte zorbaların iktidarıyla geçmişti. IV. Murad devlet idaresini tam manasıyla eline aldı. Annesini devlet işlerinden uzaklaştırdı. Saray’daki dairesinden dışarı çıkartmadığı gibi, en küçük siyasi işlerle uğraşmaktan da men etti.

2 Eylül 1633’te çıkan yangın, İstanbul şehrinin gördüğü en büyük felaketlerden biridir. Cibali’den çıkan yangın hızla yayıldı. 24 saat içinde, Marmara ile Haliç ve surlar arasında kalan asıl İstanbul’un beşte biri yandı. 20.000 ev, birçok konak, medrese, cami mahvoldu. IV. Murad yangına sebep olduğu bahanesiyle bütün kahvehaneleri kapattığı gibi, evlerde dahi tütün içilmesini yasak etti. Bu arada sadrazam Tabanıyassı Mehmed Paşa serdar tayin edilerek İran seferine memur edildi. Ayrıca Lehistan’ı vecibelerini yerine getirmeye mecbur etmek için, Bosna beylerbeyi Abaza Mehmed Paşa’ya Leh topraklarına girmesi emredildi. Vidin’e gelen paşa, burada kendisini bekleyen Kırım, Eflak ve Boğdan birliklerini de beraber alarak Lehistan’a girdi. Büyük ölçüde esir ve ganimet alıp İstanbul’a gönderdi. İstanbul’a gelen Lehistan elçisi Trzebinski, sulh istedi. Yıllık vergi ödemek ve Dinyester (Turla) üzerindeki Leh kaleleri yıkılmak şartıyla Divan, sulh isteğini kabul etti.

Ancak Varşova, bu defa da taahhütlerini yerine getirmedi. Bunun üzerine Lehistan’a savaş açıldı. 8 Nisan 1634 günü IV. Murad, Davud Paşa ordugahına geçti. 15 Nisanda da hareket etti. 27 Nisanda Edirne’ye geldi. Ancak Lehistan’ın sulh istemesi üzerine sefer yarıda kaldı. Edirne’den İstanbul’a gelen IV. Murad, 5 Ağustos 1634’te içki yasağı koydu. Kahvehanelerden sonra meyhaneler de kapatıldı hatta yıktırıldı.

28 Mart 1635’te IV. Murad ilk İran seferine çıktı. Bu sırada sadrazam Mehmed Paşa, Erzurum’da padişahı bekliyordu. Orduda sadrazama ait görevleri vekaleten vezir Murtaza Paşa yerine getiriyordu. Ancak IV. Murad bu sıralarda 4 kardeşinden ikisinin hayatına kasdetmeye karar vermişti. Vellaht Şehzade Süleyman’la Şehzade Bayezid’in idamları için İstanbul’a emir yollandı.

IV. Murad’ın iradesi İstanbul’da 26 Ağustos 1635 günü yerine getirildi. Bu sırada Revan’ı ele geçiren Osmanlı kuvvetleri dönüş yolundaydı.

2 Şubat 1637’de sadrazam Tabanıyassı Mehmed Paşa azledildi ve Damad Bayram Paşa sadarete geçti.

26 Ağustos 1638’de sadrazam Damad Bayram Paşa’nın ölümü üzerine Musul beylerbeyisi vezir Tayyar Paşa, sadrazam oldu.

IV. Murad, ikinci İran seferine bu dönemde çıktı. 1638 yılının Ekim ayında Bağdad önlerine geldi ve Bağdad kuşatmasına başladı. Kuşatmanın şiddetli bir anında sadrazam Tayyar Mehmed Paşa, şehid oldu (23 Aralık 1638). Kapdan-ı derya vezir Kemankeş Kara Mustafa Paşa, sadrazam oldu. 25 Aralık 1638’de Bağdad fethedildi.

IV. Murad 12 Haziran 1639’da İstanbul’a döndü. Sadrazam Kara Mustafa Paşa, serdar-ı ekrem sıfatıyla bir müddet daha İran cephesinde kaldı. İran ile Kasr-ı Şirin Antlaşması yapılınca 5 Ocak 1640’ta o da İstanbul’a döndü.

16 Temmuz 1639’da Osmanlı Devleti ile Venedik arasında İstanbul Antlaşması yapıldı.

Sultan IV. Murad’ın bütün imparatorlukta yasak ettiği içkiye ve sefahate düşkün olması, vücudunu yıpratmıştı. Tutulduğu hastalığı gittikçe ağırlaşan IV. Murad, 8 Şubat 1640 tarihinde öldü.