Ans/h/ HAREM (HAREM-İ HÜMAYUN)

HAREM (HAREM-İ HÜMAYUN)

Osmanlılarda, saray, konak veya büyük evlerde yalnız kadınların, cariyelerin, odalıkların oturmaları için ayrılmış kısma verilen ad.

Buna "harem dairesi" de denir. Harem, girilmesi yasak olan yer anlamına geldiği için, kadınların ikamet ettikleri daireye ve bizzat kadınlara da bu isim verilir.

Halife, sultan, emir ve zenginlerin haremi nikahlı kadınlar, cariyeler, odalıklardan (müstefreşeler), esir kadınlar, harem ağaları, kahyalardan meydana gelirdi. Harem halkını meydana getiren kadınlar, Harem-i Hümayun’dan ancak belli günlerde aile ziyareti, hamam gibi konular dolayısıyla ayrılırlardı. Bu dairedeki kadınlar siyah hadım ağalarının koruyuculuğu altında idiler.

Sarayın kadınlar kısmından başka Enderun kısmına da "Harem-i Hümayun" denilirdi. Çeşitli ırklardan güzel ve seçme kadınları içine alan sarayın harem dairesi, İstanbul Gümrük Emini vasıtasıyla satın alınan sultanlar, Kırım Hanı ve valilerin takdim ettikleri seçme kadınlardan meydana geliyordu. Bunlar saray usul ve terbiyesine göre yetiştirilip padişahın kadınları arasına girerlerdi.

Hür bir kadınla nikah yapan sultan, bu esir kadınlar arasında "müstefreşe" adı altında genellikle dört tanesini seçerdi. Bu kadınlar sultana erkek çocuk doğururlarsa özel bir itibar görürlerdi. Padişaha bir erkek evlat veren ilk kadın "Haseki Sultan (gözde)" ismini alırdı. Eğer bunun oğlu tahta çıkarsa kendisi "Valide Sultan" olurdu. Nikahsız olarak sultan yanında bulunan fakat "kadın” mevkiine yükselemeyen diğerlerine "odalık" adı verilirdi. Haremin başkanı "Kızlarağası" denilen siyah bir hadım idi.