Ans/m/ MURAD V.

MURAD V. (1810-1905)

Osmanlı Hanedanı’ndan otuz üçüncü padişah.

Babası Sultan Abdülmecid, annesi Şevkefza Kadınefendi’dir. Öğrenimini özel olarak görmüş, Arapça, Farsça ile Fransızca öğrenmiştir. Amcası Sultan Abdülaziz’in 1863 Mısır ve 1867 Avrupa seyahatlerine katıldı. Bu gezilerde davranışları ile takdir topladı. Fransız maşrık-ı azamının delaleti ile Mason locasına girdi, İstanbul locası reisi Cleanthe Scalieri ile dostluk kurdu. Avrupa seyahatinden sonra Kurbağalıdere’deki köşkünde dış dünya ile temaslarını devam ettirerek oldukça serbest bir hayat sürdü. Ali Paşa’nın ölümünden sonra Yeni Osmanlılar Cemiyeti mensupları tarafından, Sultan Abdülaziz’in yerine tahta çıkarılmak için çalışıldı. Ancak içkiye fazla düşkünlüğü asabını da tahrip etmiş bulunuyordu. Bu sebeple, Mütercim Rüştü Paşa sadrazam, Hüseyin Avni Paşa, serakser, Hayrullah Efendi şeyhülislam, Midhat Paşa Meclis-i vükelaya dahil ve Kayserili Ahmed Paşa Bahriye nazırı olarak yeni hükumette görev aldıkları vakit, gayelerinin Sultan Aziz’i tahttan indirmek ve onu hükümdar yapmak olduğunu bildirdikleri zaman, V. Murad duyduğu heyecanla ilk hastalık belirtisini göstermiştir. Bununla beraber darbeci kabine üyeleriyle temaslarını kesmemiş ve hal’ programını adım adım takip etmiştir.

29 Mayıs 1876 günü Hüseyin Avni Paşa’nın arabası ile Bab-ı Seraskeri’ye getirildi. Murad Efendi, burada yapılan törenle V. Murad unvanı ile Osmanlı padişahı ilan edildi.

Bu saltanat değişikliği yurt içinde ve dış ülkelerde, özellikle de İngiltere ve Fransa’da iyi karşılanmış, olumlu tesirler yaratmıştır. Ancak Sultan V. Murad’ın tahta çıkmasını sağlayan Hüseyin Avni Paşa da öteki arkadaşlarını aradan çıkartarak tam bir dikta kurmak hevesine kapılmıştır. Midhat Paşa ile Süleyman Paşa’nın temin etmeye çalıştıkları parlamentonun açılması fikrine ise öteki işbirlikçiler katılmadıklarından Meşrutiyet’in ilanı geri kaldığı gibi, Cülus hatt-ı hümayununda bu konuya ancak temas edilerek geçiştirilmiştir. Hüseyin Avni Paşa, yeni hükümdar üzerindeki etkisi ile Mabeyn’e alınacak memurların tayinlerine de müdahale etmiş; bu durum, V.Murad’da büyük gerginlik yaratmıştır. Gösterişli bir biçimde tahta geçiş, silah ve süngü sesleri arasında yapılan biat törenleri, padişahlığının ilk günlerde getirdiği yorgunluklar V.Murad’ın sıhhi durumunu, biat töreninden itibaren iyice bozmuştur. Tahta çıkışının 6. günü, amcası Sultan Aziz’in ölümü de bozuk asabını iyice sarsmıştır. Cinnetin ilk belirtileri de hükümdarı ziyarete gelen devlet büyüklerini kucaklayıp öpmesi olmuştur. Bunun üzerine Sultan Aziz’in öldüğü günün akşamı özel hekimlerin tavsiyesine uyularak Dolmabahçe Sarayı’ndan Yıldız Köşkü’ne götürülmüştür. Bu sırada Midhat Paşa’nın Soğanağa’daki konağında, Hüseyin Avni Paşa’nın öldürülmesiyle sonuçlanan Çerkeş Hasan olayı, işbirlikçileri kuvvetli bir destekten mahrum bırakmış, padişahın hastalığı da halk arasında iyice yayılmıştır.

Sultan V. Murad, devamlı başağrılarından şikayet ediyordu. İyileşme ihtimalinin pek az olduğu sonucuna ulaşılınca ve artık ümit kesilince, V.Murad’m tahttan indirilmesine karar verildi. Veliahd Abdülhamid Efendi ile temasa geçmeye Midhat Paşa memur edildi. Midhat Paşa Veliahdden pek ümit bağladığı Kanun-i Esasi’yi ilan edeceği vaadini aldıktan sonra verilen fetva ile Sultan V.Murad, üç ay, üç gün süren sözde bir saltanattan sonra, 31 Ağustos 1876 günü Osmanlı tahtından indirilmiş oldu.

Yeni hükümdar II. Abdülhamid’in kardeşini kendi saray mensupları dışında kimseyle temas ettirmeyecek şekilde adeta hapsettirmesi V.Murad’ı sevenler arasında tepkiyle karşılandı. Annesi Şevkefza Kadınefendi, oğlunu büyüler, tütsüler ve muskalarla iyileştirmeye çalışıyordu, öte yandan onu Avrupa’ya kaçırmak veya yeniden tahta çıkarmak isteyenler de birtakım teşebbüslere kalkıştılar. Bunların ilki Aralık 1876’da V.Murad’ı oğlu Salahaddin Efendi ile birlikte Avrupa’ya kaçırma teşebbüsü oldu.

1877’de Ali Suavi tarafından, 1878 Temmuzunda ise Scalieri ve Aziz Bey Komitesi’nin teşebbüsüyle Avrupa’ya kaçırılmak istendi. Bütün bu teşebbüsler Sultan II. Abdülhamid’in aldığı ciddi tedbirlerle, bir sonuç vermedi. Sultan V. Murad, bundan sonra 28 yıl Çırağan Sarayı’nda gözaltında yaşadı. 28 Ağustos 1905 Pazartesi günü vefat etti.