Ans/B/ BUCAŞ (BUCAK)

BUCAŞ (BUCAK)

Besarabya’nın İsmail, Kahul, Cetatca Alba (Akkerman) ve Tighina (Bender) vilayetlerini içine alan güney kısmı.

Tuna, Karadeniz ve Dinyester arasında bulunan bu arazi, Prut’a kadar uzanır.

Bucaş XV. ve XVI. yüzyıllarda Boğdan (Moldavya)’dan ayrılarak, Osmanlı İmparatorluğu’na katıldı ve XIX. yüzyıla kadar Osmanlı idaresinde kaldı.

II. Bayezid’in, Boğdan’ın iki müstahkem şehri olan Kili ve Akkerman’ı alması, Osmanlıların Bucaş’ı fethetmesine başlangıç oldu. II. Bayezid, 15 Temmuz 1484’de Kili’yi, 9 Ağustos 1484’de de Akkerman’ı aldı. Bu iki şehrin Osmanlılar tarafından alınması Boğdan için hem askeri, hem siyasi, hem de ticari bir darbe oldu. Boğdan voyvodası Stefan cel Mare, Lehistan kralı Kazimir ve Macar kralı Matyas’ın da kendisini terketmesiyle, 1492’de Osmanlı padişahını tanımak zorunda kaldı.

Sultan Kanuni Süleyman’ın 1538’de voyvoda Petru Rareş üzerine açtığı tenkil seferi ile Bucaş tamamıyla Osmanlı İmparatorluğu’na katıldı. Böylece Boğdan eski voyvodası Stefan’ın yeğeni olan yeni voyvoda Stefan Lacus da bütün Boğdan’ın Osmanlı İmparatorluğu ‘na katılmasını kabul etti. Bu tarihten sonra buraya Bucak (Bucaş) denildi. Boğdan’ın da alınmasıyla Karadeniz bir Türk gölü haline geldi.

XVI. yüzyılın sonlarına kadar, Kili, Akkerman ve Bender sancak beyleri tarafından idare ediliyordu ve Bucaş Rumeli beylerbeyliğine katılmıştı. Ancak III. Muradın idari teşkilatta yaptığı değişiklikle Kili, Akkerman ve Bender sancakları ile bütün Bucaş, eyalet merkezi Özi şehri olan Özi Eyaleti’ne bağlandı.

Osmanlı idare kadrosunda Boğdan ile Bucaş arasında idare ve rejim bakımından büyük farklar olmasına rağmen iki ülke arasında bir işbirliği vardı. Bucaş’ta önemli miktarda Tatar yaşamaktaydı. Bunlar arasında çıkan asayiş bozukluğuna son vermek için sadrazam Köprülü Fazıl Ahmed Paşa, Bucaş’ı bir çeşit Nogay voyvodalığı şekline koymayı düşündü.

XVIII. yüzyılda Boğdan’ın Fenerli beyler tarafından idare edildiği zamanlarda, Bucak başka buhranlara uğradı. 1727’de Bucak Türkleri Kırım Han’ı Mengli Giray’a karşı ayaklandılar.

1768-1774 ydmda yapılan Osmanlı- Rus savaşında harekat sahnesi oldu. III. Mustafa, Polonya meselesi yüzünden Rusya’ya savaş ilan etmişti. Kırım Hanı Kırım Giray 25.000 Rus askerini esir aldı ve Bender’e girdi Katerina’nın gönderdiği ordu Besarabya’da Dinyeper’i geçti. Voyvoda Costantin Callimachi, Hotin, Bender ve Tuna’daki Osmanlı garnizonlarına erzak göndermedi. Bu hareket voyvodanın azledilmesine ve İstanbul’a gönderilerek boğulmasına sebep oldu.

Sadrazam Moldovancı Ali Paşa yeni voyvoda III. Grigore Ghica’nın yardımıyla Bucak’ta Ruslarla birkaç defa çarpıştı. Ancak 1 Ağustos 1770’de Kahul civarında yenildi ve İsmail Kalesi, Kili, Bender ve Akkerman Rusların eline geçti. Bucak’taki Türk mirzaları (bazı Türk topluluklarında ve İran’da kullanılan bir soyluluk unvanı) Çar’a boyun eğdiler.

Osmanlı- Rus savaşı ancak 1774’de Küçük Kaynarca Antlaşması ile son buldu. Bu antlaşmanın 3. maddesinde Bucak hakkında şöyle deniyordu: "… Her iki imparatorluk tarafından bütün Kırım, Bucak, Kuban, Yedisan, Canboluk ve Yediçkul Tatarları, istisnasız, hür ve türlü ecnebi hakimiyetinden tamamıyla müstakil addedilip, Cengiz Han soyundan olan kendi hanlarının doğrudan doğruya hakimiyet ve idaresi altında bulunacaklardır.”

Rusya bu madde ile güneyinde bulunan memleketleri ilhak etme amacını güdüyordu. 1787- 1792 Osmanlı- Rus savaşında da, Ruslar İsmail’e kadar geldiler; şehri işgal ettikleri gibi halkı da kılıçtan geçirdiler. Yaş Antlaşması gereğince Dinyester nehri her iki devlet arasında sınır teşkil ediyordu.

III. Selim devrinde ise Rusya, kendisine taraftar olan Eflak ve Boğdan voyvodalarının azledilmesini bahane ederek, savaş ilan etmeksizin, bir kısım kuvvetlerini Boğdan’a soktu (1806). Bender Kalesi’ni işgal etti. Kili ve Akkerman’ı da ele geçirdi Ancak İsmail Kalesi karşı koyabildi. Bu durum üzerine padişah III. Selim, Rusya’ya savaş ilan etti. Ruslar ilerlemesine devam edip Eflak ve Dobruca’ya kadar geldiler. Bu Osmanlı- Rus savaşı Bükreş Antlaşması (1812) ile sona erdi. Bu antlaşma ile Bucak, Besarabya’nın geri kalan kısmı ile Rusya’ya bırakıldı.

Bucak’a, bu tarihten sonra Ruslar tarafından Alman göçmenler yerleştirildiler. Daha sonra İsviçreliler ve Bulgarlar yerleşti. Bunlar ile birlikte gelen Gagavuzlar, Bucak’taki Türk unsurunu kuvvetlendirdi.

Kırım Savaşı’na kadar Bucak tamamıyla Rusların hakimiyeti altında kaldı. 1856 Paris Antlaşması ile Kili, İsmail ve Kahul Boğdan’a geri verildi ve bu arazi 1878’e kadar Boğdan’da kaldı. Berlin Antlaşması ile bu bölge tekrar Rusya’ya verildi.

1918’de, Bucak ile birlikte, bütün Besarabya Romanya’ya iade edildi.