Ans/E/ ERDEL

ERDEL

Bugünkü Romanya’nın batı kısmını teşkil eden bir bölge; XV-XVII. yüzyıllarda Osmanlı egemenliği altında kalmış olan beyliğin Türkçe adıdır.

Doğuda Boğdan, güneyde Eflak, güneybatıda Demirkapı bölgeleri yer alır. Batıda Macaristan, kuzeyde ise Maramureş ile komşudur.

Osmanlılar ile Erdel arasındaki ilk temas XIV. yüzyılın ikinci yarısına rastlar. Erdel’e ilk planlı Osmanlı akını 1391’de yapılmıştır. Sonuç alan akına 1420’de girişilmiştir. Erdel voyvodası Csaky Laszlo Osmanlılara karşı koymuş ise de, Hateg civarında yenilmiştir. 1 yıl sonra girişilen akını, Tuna Uçbeyi yapmıştır. Bu akında Braşov civarında Sekel ve Saksonlar yenilmişlerdir. Macar Kralı barış istemiştir. Erdel’e 1426’da ikinci ve 1432’de daha büyük üçüncü Osmanlı akını yapılmıştır. Bu sırada Macar Kralı Erdel’i güneyden savunmak için bu bölgeyi Alman şövalyelerine vermeye kalkmışsa da muvaffak olamamıştır. II. Murad 1437’de Ali Bey’i Erdel üzerine göndermiştir. Daha sonra II. Murad Vidin’de, Tuna’yı geçerek Kızılkule’ye Erdel’e girmiş ve Sibin’e kadar ilerlemiştir. Osmanlıların ilerlemesini durdurmak için ilk defa 1437’de Semendire’de sonra da 1441 ‘de Belgrat civarında savaş yapılmış ama bunlarda da başarı elde edilememiştir. Fatih döneminde (1474) yapılan akında Varad’a kadar gidilmiştir. 1479’da da büyük bir sefer düzenlenmiş, Erdel Kralı Ferdinand iki defa yenilmiş Lehistan’a kaçıp tahtını muhafaza edebilmek için padişahın hakimiyetini kabule mecbur kalmıştır, İstanbul’a gönderdiği elçi ile padişahın himayesine girdiğini belirtmiştir. Daha sonra Viyana seferi sırasında, Mohaç Ovası’nda, padişaha bağlılığını bir daha yenilemiştir.

Sapolyai ölümünden önce krallığın haraç karşılığında oğlu Yanoş Sgismond’a kalmasını İstanbul’da padişahtan rica etmiş ve bu arzusu da kabul olmuştur. Böylece zaman zaman muhalefete rağmen Osmanlı hakimiyeti fiilen başladı. Erdel’in Osmanlılarla olan bağlılığını ilk tespit eden belge 1566 tarihli antlaşmadır. Bu anlaşmada, padişah Erdel’i terketmeyeceğini, Erdel’i dış saldırılara karşı koruyacağını bildiriyor, buna karşılık Yanoş Sgismond da Babıali’ye her yıl belirli bir vergi ödeyeceğini kabul ediyordu. 1541’den sonra yılda 10.000 altın olan bu vergi, 1575-1601’de 15.000 altın olmuş, Bocskay (1606-1655) zamanında 10 yıl affedildikten sonra tekrar 10.000 altın olarak tespit edilmiştir. XVII. yüzyılın ikinci yarısında, evvela 15.000 sonra da 40.000 altına yükseltilmiştir. Bundan başka her yıl 10.000’den 60.000 altına kadar değişen bir hediye vermek mecburiyeti konmuştur, öte yandan Erdel Prensi bir meclis tarafından seçilip, padişahın tasdikine sunulurdu. Bazen Babıali’nin seçilen prensi kabul etmediği de olurdu. Mesela 1613’te Farhory Gabor ve 1657’de II. Rakoçzi Gergory Erdel Prensliği’ne seçildikleri halde azledilmişlerdir.

İç ve dış politikada Erdel, Babıali’ye bağımlı idi. Erdel’in Babıali’de bir temsilcisi bulunurdu. Bu temsilci Erdel Ulahları dışında hukuken üç milleti de temsil ederdi.

Osmanlı Erdel ilişkisi 1699’da Karlofça Antlaşması ile resmen bitmiş ve Erdel Avusturya yönetimine girmişti.

Erdel diyet meclisi, 1848 ihtilallerinin etkisi ile Erdel’in Macaristan’a katılmasına karar verdi. 1867’de yeni Avusturya-Macaristan Devleti kurulunca Erdel de bir bütün olarak bu devletin bir parçası oldu.

1918’de Macaristan’dan ayrılıp Romanya ile birleşti.