Ans/ m/ MAARİF

MAARİF

Osmanlı Devleti’nde en önemli öğretim kurumu medresedir. Medresede yalnız İslam diniyle ilgili bilgiler öğretilirdi.

Osmanlı medreselerinin ilki Orhan Bey tarafından yaptırılan İznik Orhani-yesi adlı medresedir (1331). Medreselerin yanında İslam ilimlerini öğreten okular da açılmıştır. Bu okullar sultanlar tarafından yaptırılırsa Sultani, özel kişiler tarafından yaptırılırsa hususi adını alırlardı. Sultan Fatih Mehmed tarafından yaptırılan Sahn-ı Seman medreselerinde İslami bilgilerin yanında bütün bilgiler de okutulmuştur. II. Bayezid ve Sultan Kanuni Süleyman zamanında kurulan medreselerde din ilimlerinin yanında tıp, matematik coğrafya ve tarih ilimleri de okutulurdu. Sultan Kanuni Süleyman döneminde açılan Süleymaniye medreselerinde orduya yönetici uzman yetiştirilmiştir.

Osmanlı öğretim kurumlarında parasız yatılı öğretim yapılırdı. Devletin genişlemesi ve zenginleşmesi ile Sivas, Erzurum, Konya ve Edirne’de birçok öğretim kurumu açıldı. Bu kurumlardan bazılarında yalnız din, bazılarında da yalnız uygulamalı bilgiler okutulmaktaydı.

XVIII. yüzyılda teknik okulların açılmasına karar verildi ve Mühendishane-i Bahri-i Hümayun ve Mühendishane-i Berri-i Hümayun adlı iki mühendis okulu açıldı. Bu iki okul ordunun subay ve teknisyen ihtiyacını karşılamak için açılmıştır.

Bunun yanında Avrupa’ya öğrenci de gönderilmiştir.

Osmanlı maarifinde mahalle mektepleri de önemli bir yer tutar. Bu okullar camilerde, mescitlerde, çocuklara Kur’an ve dini bilgiler öğretmek üzere kurulmuştu. Fatih Camii yanında açılan bu mektepler daha sonra şehrin her tarafında yayıldı. Bu okullarda mahalle imamları veya müftülüklerin gönderdiği hocalar görev alırdı. Hocaların maaşları halk arasında toplanan paralarla karşılanırdı.

Osmanlı Devleti sınırları içinde bulunan azınlıkların da kendi dillerinde öğretim yapan kuruluşları vardı. Rum, Ermeni, Musevi öğretim kurumları daha çok orta dereceli okullardı.

Tanzimat’tan sonra okullarda yabancı dil öğretimi önem kazandı. Arapça ve Farsça’nın yanısıra İngilizce, Fransızca ve Almanca da okutulmaya başlandı. XIX. yüzyıla kadar Osmanlı Devleti’ndeki okullar Sıbyan mektepleri, medreseler ve Enderun mektebinden meydana geliyordu. Daha sonra Mekteb-i Tıbbiye (1827), Mekteb-i Harbiye (1837) gibi okullar açıldı. Okullardaki yenileşme hareketleri büyük tepkilerle karşılandı. 150 Enderun öğrencisinin Avrupa’ya gönderilmesine karar verilmiş, ancak bu karar tepkilere yol açtığı için gerçekleştirilememiştir.

1838’de Rüştiye adı verilen ortaokullar açıldı. Yine aynı yıl devlet dairelerine memur yetiştiren Mekteb-i Ulum-ı Edebiyeler ve Babıali ve Bab-ı Defderdari memurlukları için de Mekteb-i Maarif-i Adliye kuruldu.

Öğretim konusunu ele almak için 1835’de Muvakkat Meclis-i Maarif açıldı. 1846’da kurulan Daimi Meclis-i Maarif, Darü’l-fünun’un kurulmasıyla ilgilendi. Aynı yıl Mekatib-i Umumiye nezareti kuruldu. 1849’da devlet memuru yetiştirmek için 3 yıllık Darü’l-maarif yanında kız öğrenciler için 1858’de İnas rüştiyeleri, mülkiye memurları yetiştirmek için de Mekteb-i Mülkiye, 1868’de de Galatasaray Sultanisi açıldı.

1869’da Maarif-i Umumiye Nizamnamesi’yle okullar bir devlet hizmeti olarak şekillendirildi ve İstanbul dışında 31 rüştiye açıldı; Mekteb-i Mülkiye’ye Sabah Mektebi eklendi; Darü’l-maarif’i bitirenler için Darü’l-fünun açıldı. 1872’de lise seviyesinde İdadiler kuruldu. Bunlardan ayrı olarak 1842’de Ebe Mektebi, 1847’de Ziraat Mektebi ve Darü’l-muallimin, 1858’de de Orman Mektebi, 1860’da Telgraf Mektebi, 1864’de Mekteb-i Sanayi ve Maadin Mektebi açıldı. 1912’de tahsil-i ibtidai kanun-ı muvakkati çıkarılarak ilkokul eğitimi ve idadiler yeniden düzenlendi.